Serap Alıcıoğlu Akışık tarafından 2006 yılında kurulan Atölye Silis, 2023-2024 sezonunu zamansız bir sergiyle taçlandırdı. Atölye Silis’in yılın bu son seramik sergisindeki teması, tarihsel derinliği ile geçmişi ve bugünü buluşturan “totem” oldu. 21 Mayıs günü sanatseverlerin ziyaretine açılan sergi, çalışmalarını yıl boyunca Atölye Silis’te yürüten 19 kadın sanatçının totem kavramına yükledikleri kişisel anlamlardan yola çıkarak oluşturdukları seramik eserleri kapsıyor. Sergi, 31 Mayıs’a kadar Atölye Silis’te görülebilecek.
Seramik sanatı sembolik ve kültürel önemiyle modern hayata kusursuz bir şekilde entegre olmaya devam ediyor. Totem kültü ise insanlık tarihinin inanç ve pratiklerini cisimleştirerek bugünün gündelik yaşamında yer buluyor. Serap Alıcıoğlu Akışık tarafından 2006 yılında kurulan Atölye Silis, bu iki zamansız değeri bir araya getirdi ve parçadan bütüne uyum üzerine kurulu ‘Silis Totemleri’ sergisini sanatseverlerle buluşturdu.
Atölye Silis’in BESS projesi kapsamında Serap Alıcıoğlu Akışık’ın fikir ve konsept liderliğinde, Ender Baloğlu, Banu Sandal ve Semra Tolunay küratörlüğünde gerçekleşen sergi; 19 kadın sanatçının totem kavramına yükledikleri kişisel anlamlardan yola çıkarak oluşturdukları seramik eserleri kapsıyor. 31 Mayıs’a kadar Atölye Silis’te görülebilecek olan sergide; Ayşe Buğdaycı, Ayşegül Bensel, Banu Sandal, Çilem Çatak, Dünya Manizade Sezer, Ece Mızrakçı, Figen Aligüvey, İmre Yıldız, İvet Mizrahi, Meltem Eltemur, Mina Pamir, Orkide Gökhan, Oya İnal, Özgür Yayıcı, Sara Akaltun, Serra Kınav, Sibel Arantekin, Şule Zeybek, Zeynep Ökten’in birbirinden özgün çalışmaları yer alıyor. Her bir sanatçının seramik sanatı aracılığıyla kendi totemini yarattığı üretim süreci, sanatseverlerden büyük beğeni toplayan sergi ile ortak bir yolculuğun hikayesine dönüşüyor.
“Kendine has ama bir bütün olarak uyumlu çalışmalar ortaya koyduk”
Serginin oluşum süreci hakkında konuşan Serap Alıcıoğlu Akışık, “Silis kadınlarının Atölye Silis’teki birlikteliği çok uzun yıllara dayanıyor. Onlar artık ortak pek çok normu, duyguyu ve düşünceyi birlik duygusu içinde paylaşan bir topluluk haline geldiler. Bu sezonun başında yıl sonunda bir sergi açmayı düşündüğümü ve serginin temasının ‘totem’ olacağını belirttim. Herkesten bir totem oluşturmalarını rica ettim. Totemlerin oluşumunun düşünsel, fiziksel, ruhsal açıdan uzun bir süreç olacağını ve parçadan bütüne ulaşma sürecinin keyifli bir yolculuk olacağını öngördüm. Tam da düşündüğüm gibi oldu. Bu yolculuğun her bir adımında oluşacak totemlerin izini aradık. Totem kelimesinin işaret ettiği gibi kendi nişanemize ulaşmaya çalıştık. Yaptık, bozduk. Zamana yaydık. Ve bulduk. Her birimiz kendi içsel yolculuğumuzu totemimizle cisimleştirirken, kolektif bir bilincin oluşumuna da şahit olduk. Sonuçta her bir Silis kadını, şahane, kendine has ama bir bütün olarak uyumlu çalışmalar ortaya koydu” ifadelerini kullandı.