Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çetintaş, kitabın diğer eserlerinden bağımsız olarak okunabileceğini belirterek, “Her kitap kendi içinde tamamlanmış bir yolculuk. Ancak hepsi insanın doğayla olan bağını yeniden hatırlatmayı amaçlıyor” dedi.
“Doğadan bağımsız değiliz”
Çetintaş, yoganın temelinde doğayla bir bütün olma anlayışının bulunduğunu vurgulayarak, “Doğayla iç içe de yaşasak, şehirde bir apartman dairesinde de yaşasak aslında her şey doğanın bir parçası. Ondan hiçbir zaman ayrı değiliz. Doğayı anlamak, kendimizi anlamaktır” ifadelerini kullandı.
Yeni kitabında, doğanın insan yaşamına ayna tuttuğunu anlatan yazar, “İnsanın doğadaki canlılara bakışı aslında kendi iç dünyasının bir yansıması. Örneğin köpeklere karşı sevgisiz davranmak, yardımlaşma ve aidiyet gibi insani yönlerimizi zedelemek anlamına geliyor. Her arketip, nasıl bir hayat yaşamak istediğimizi belirleyen bir gösterge” dedi.
Arketipler ve elementlerin dili
“Hayvanlardan Destek Almanın Gizemli Sanatı” adlı kitabına gelen yoğun ilginin ardından bu kez doğa merkezli bir eser kaleme aldığını söyleyen Çetintaş, “Bu kitapta 39 arketip var. Öncekinde 44’tü. Bu kez daha karmaşık temaları, manipülasyon ve enerji alanı arketiplerini de ele aldım. Böylece serinin kapsamını genişlettim” diye konuştu.
Çetintaş ayrıca “Elementler serisi” adını verdiği bu bütünsel yolculuğun ilerleyen yıllarda yeni bir kitapla devam edeceğini de müjdeledi.
Kitap doğayla yeniden bağ kurmaya çağırıyor
“Doğadan Destek Almanın Gizemli Sanatı”, doğanın insan üzerindeki derin etkilerini anlamaya, canlılarla kurduğumuz ilişkilerin farkındalığını artırmaya ve içsel dengeyi yeniden keşfetmeye davet ediyor.

















