Ünlü şair, yazar ve çevirmen Özdemir İnce’nin editörlüğünü üstlendiği roman, Cengiz’in güçlü gözlem yeteneğini ve zarif dilini bir kez daha ortaya koyuyor. İstanbul’un görünmeyen yüzünde, bir genelevde geçen hikâye; kadın sömürüsünü, yoksulluğu ve görünmezliği, yazarın kendine özgü yumuşak ama sarsıcı anlatımıyla ele alıyor.
Kadınların Adı Yok, Erkeklerin İse Kimliği Silik
Göl Kıyısında Leylâ, “Kadının Adı Yok” diyen Duygu Asena’ya selam çakarak, bu kez “erkeğin adının olmadığı” bir dünya kuruyor. Cengiz, erkek karakterlerine isim vermeyerek çürümüş düzenin simgesel bir eleştirisini yapıyor. Roman, kadınların yalnızca bedenlerinin değil, ruhlarının ve hayallerinin de satıldığı bir karanlıkta, insan kalabilmenin mümkün olup olmadığını sorguluyor.
“Birinin Cehennemi, Diğerinin Cenneti Olabilir mi?”
Yazar, romanın merkezine yerleştirdiği Leylâ karakteri üzerinden kimlik, kader ve varoluş sancılarını anlatıyor. Leylâ, bir yandan geçmişinin yükünü taşırken diğer yandan “hangi Leylâ’nın hikâyesi anlatılıyor” sorusunu okurun zihnine bırakıyor.
Göl Kıyısında Leylâ, Su Üçlemesi’nin önceki kitapları Adımı Deniz Koydular ve İçimde Yanan Nehir’deki karakterlerle de bağlantılar kurarak üçlemenin bütünlüğünü sağlıyor. Her ne kadar üçlemenin son halkası olsa da roman, bağımsız bir eser olarak da okunabiliyor.
Mistik Bir Dokunuşla Gerçekliğin Sınırında
Demet Cengiz, romanında sert gerçekçilikle büyülü gerçekliği harmanlıyor. Sümer tabletlerinde yer alan, bilinen en eski aşk şiirinden esinlenen bölüm başlıklarıyla da metne mistik bir derinlik kazandırıyor.
Cengiz, okuru bir yandan acının ve sömürünün karanlık yüzüyle yüzleştirirken, diğer yandan insan ruhunun dirençli tarafına da ayna tutuyor.
Topluma ve Vicdana Ayna Tutan Bir Hikâye
Göl Kıyısında Leylâ, yalnızca bir kadın hikâyesi değil; aynı zamanda toplumun görmezden geldiği bir dünyanın iç sesi. Çürümüş düzene bir başkaldırı niteliği taşıyan roman, okuru sarsmayı, utandırmayı ve düşünmeye zorlamayı hedefliyor.
Demet Cengiz’in yeni romanı, Türk edebiyatında kadın hikâyelerini anlatan güçlü kalemler arasındaki yerini daha da sağlamlaştırıyor.

















