Bilim dünyasının üzerinde en çok araştırma yaptığı ve çalışma yürüttüğü kanser türlerinden biri olan meme kanserinde, teknolojideki ile tıptaki hızlı ilerlemeler ve erken teşhis birleştiğinde kesin tedavi mümkün olabiliyor. Günümüzde artık kişiye özel tarama yöntemleri sayesinde erken teşhiste çok daha kolay ve doğru sonuç alınabildiğini belirtiliyor.
Meme biyopsisinin de teşhis koymada son derece önemli olduğunu vurguluyor. Meme biyopsisinde son yıllarda çok hızlı gelişmeler yaşandığını belirten Prof. Dr. Arıbal, son dönemde öne çıkan Vakum biyopsi ile tanı ve tedavi işleminin bir arada yapılabildiğini dile getiriyor. Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkin Arıbal, Ekim ayı-Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada meme biyopsisi ve vakumlu biyopsi hakkında bilinmesi gereken önemli beş noktayı anlattı, önemli uyarılarda ve önerilerde bulundu.
Meme Biyopsisinde Cerrahi Yöntem Artık İşlevsel DeğilProf. Dr. Erkin Arıbal “Biyopsi amacı ile cerrahi operasyon yapmak eski bir yöntem olup çağ dışı kalmıştır! Meme biyopsisi iğne eşliğinde yapılmalı ancak ince iğne değil, kalın iğne denilen, tanı koydurucu küçük parçaların toplanabildiği biyopsiler memede ilk tanı yöntemi olmalıdır” diyor. Kalın iğne biyopsisi, biyopsi alınacak lezyonun en iyi görülebildiği yöntem hangisi ise o yöntemle yapılıyor. Lokal anestezi ile yapılan biyopside ağrı hissedilmiyor.Biyopsi Sanıldığının Aksine Acıtmıyor
Halk arasında ‘meme biyopsisi sonrası tümör başka dokulara yayılır’ şeklinde yanlış bir inanış olduğunu belirten Prof. Dr. Arıbal, aksine meme biyopsisinin yaklaşık 30 yıldır güvenle yapıldığını ve tedavinin biyopsiden alınan sonuca göre belirlendiğini ifade ediyor. Arıbal, bir diğer yanlış inanışın da ‘biyopsinin acıttığı’na yönelik olduğunu belirterek şu şekilde konuşuyor: “Yapılan lokal anestezi sayesinde ağrı hissedilmeyen iğne biyopsileri konforlu bir yöntemdir. 10 dakikadan kısa süren işlem sırasında hasta ile sohbet etmek ve rahatlatmak mümkün olabilmektedir.” dedi.Vakum Biyopsisi Esnasında Tümör Çıkartmak Mümkün
Vakum aspirasyon eşliğinde yapılan vakum biyopsisinin memede izlenen lezyonlara yönelik yapılan yeni bir biyopsi tekniği olduğunu belirten Arıbal bu tekniği şöyle açıklıyor: “Vakum biyopsinin amacı tek bir kere iğne ile lezyon içine girildikten sonra iğneyi hiç çıkarmadan lezyonun tümünü örneklemeye yarayan bir tekniktir. İğne içine ardışık olarak vakum ile çekilen doku kesilip iğne içinden yine vakum yardımı ile dışarı alınır. Bu sayede 3 ile 5 cm ye kadar olan lezyonlar tümü ile örneklenebilmektedir. İyi huylu tümörlerde hem tanı koyucu hem de tedavi edici olmasına rağmen kötü huylu lezyonlarda lezyon tümü ile çıkarılsa da ardından küçük bir cerrahi müdahale ile bu bölgenin etrafının çıkarılması gerekir.” diyor
Vakum Biyopsisi Meme Radyolojisinde Önemli Bir YenilikKontrastlı mamografi eşliğinde vakum biyopsinin, meme radyolojisinde önemli bir yenilik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkin Arıbal, “Hasta için konforlu ve pratik bir uygulamadır. Damardan iyotlu kontrast ilaç verilerek, mamografi veya ultrason gibi diğer teknikler ile görülemeyen sinsi kanser odakları görünür hale geldikten sonra, lezyonu vakum biyopsi ile örnekliyoruz. Meme MR eşliğinde biyopsi yerine kullanabilmekteyiz. MR eşliğinde biyopsiden daha kısa süren bu teknik, hasta açısından daha konforludur. Biyopsi süresi 10-15 dakika kadar sürmekte ve lokal anestezi eşliğinde biyopsi yapılabilmektedir. Hasta işlem sırasında bizimle konuşabilmekte ve MR odasında olduğu gibi kendini yalnız hissetmemektedir” diyor.
Genel Anestezi Uygulaması Gerektirmiyor
Vakum biyopsinin, lezyon ultrason, mamografi, MR yöntemlerinden hangisi ile en iyi şekilde görülebiliyor ise o yöntem eşliğinde yapıldığını belirten Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkin Arıbal “Seçilen yöntem ile lezyon yeri saptandıktan sonra cilde uygulanan lokal anestezi sayesinde ciltten geçilerek lezyona ulaşılır ve ardışık olarak vakum kesi yöntemi ile iğne içinden lezyon kesilerek tümü veya tüme yakın örneklenir. Ciltte sadece küçük iğne girişine ait bir yara olur, dikiş gerektirmez. Vakum biyopside lokal anestezi verilmesi yeterli olmaktadır. Genel anestezi uygulamasına gerek yoktur” şeklinde konuşuyor.