Bir Fenerbahçeli olarak, Trabzonspor’un şampiyonluğunu dünyaya duyurduğu o gün, gerçekleştirilen etkinlikle ilgili söylenecek en önemli söz, kutlamalar kim tarafından projelendirildiyse helal olsun ve tebrik ederim.Bugün konumuz futbol olmadığı için hiç o konuya girmeyeceğim. Bugün üzerinde duracağım konu, Etkinlik Endüstrisi ve Etkinlik Endüstrisi şampiyonlarının ortaya koyduğu eşsiz projeler.Etkinlik Endüstrisi, dünya genelinde yaklaşık 4 trliyon Doları aşan hacmiyle, tüm devletlerin iştahını kabartan önemli bir endüstri. Bünyesinde birbirinden farklı, ancak birbirini tamamlayan 50’den fazla branşla, milyarlarca insanı eğlendiren, evlendiren, coşturan, kutlayan, güldüren ve ağlatan etkinlik türleriyle, her an yaşadığımız en önemli duyguların mimarı aynı zamanda.Ağlatan dememe bakmayın. Konu dışı olacak belki ancak, yaşamın her anı bir etkinlik gerçeğinden yola çıkarsak, cenaze merasimleri de etkinliğin bir parçasıdır. Tıpkı doğum günü, evlilik yıldönümü, şirket toplantıları, ya da fuarlar gibi…En başa gelelim…Etkinlik Endüstrisi, Trabzonspor şampiyonluk kutlamasında muhteşem bir işe imza attı ve aynı anda milyarlarca insanın Türkiye’yi duymasına, tanımasına, dikkatlerini çekmesine neden olacak bir operasyonla, müzikle, sahne performansı ve ışık gösterileriyle, aynı zamanda etkinliklerin vazgeçilmez olgusu olan yoğun katılımlı kitlelerle parayla yapılamayacak düzeyde bir tanıtımı ortaya koydu.Evet parayla yapılamayacak düzeyde derken, bu konuda gayet ciddiyim… Hiçbir devlet, milyarlarca insana yerkürede sadece bir ilin, bir meydanında düzenlenen bir işi, dilediği kadar para harcasın, istediği sonucu alamaz. Ancak Etkinlik Endüstrisi, bu başarıyı minimal rakamlarla ortaya koyabilecek kudrete, deneyime, birikime ve profesyonelliğe sahip…Hem de önünde bir sürü engeller olmasına rağmen…Engellerin neler olduğunu merak edenlere bir tanesini hemen söyleyeyim. Müzik yayın engeli mesela. Saat 00:00 itibariyle müzik yayını yapmak malumunuz olduğu üzere yasak. Önemli bir konu daha var, onu da birkaç satır sonra belirteceğim.Dünyanın dört bir yanında festivaller ve konserler gerçekleştiriliyor. Hatta öyle ki, sadece festivallerden topladığı hasılatla ülke ekonomisini çeviren yöneticiler dahi var. Festivali sadece bir sahneden ve festival alanından ibaret olduğunu düşünmeyin. Orada da turizm bileşenleri devreye giriyor. Konaklama, transfer, gastronomi gibi onlarca başlıkta faaliyet gösteren işletmeler ve oteller, festivallere katılım sağlayan binlerce kişiye hizmet sağlıyor.Festivaller, aynı zamanda bir ülkenin markalaşmasını sağlayan önemli organizasyonlardır. Dünyada sayısız örneği varken, ülkemizde dünyaya mal olmuş festival sayısı bir, bilemediniz ikiyi geçmez. Oysa ki bu sayıyı çoğaltmak, ülkemizi yönetenler tarafından bir söze bakar ve Türkiye, sadece festivaller aracılığıyla milyarlarca dünya vatandaşına ulaşarak hem tanıtımını gerçekleştirir, hem de ortaya koyacağı performansla dikkatleri üzerine çekmeyi başarır. Para mı, Türkiye’ye ne kadar döviz gireceğini varın siz düşünün… Tam bir bacasız sanayi denilecek türden hem de…Ancak, festivallerin de önünde müzik yayın yasağı dışında bir engel daha var. Yukarı da birkaç satır sonra yazacağım konudan söz etmiştim. Şimdi o noktaya geldim.. Yüksek döviz kuru…Döviz kurunun yüksekliği, dünya starlarının Türkiye’ye gelmesinin önündeki en büyük engel. Ortaya konulan rakamlar, Türk Lirası’na çevrildiğinde dudak uçuklatan rakamlara ulaşıyor. Birkaç milyon liradan söz ediyorum. Varın siz düşünün… Kaç bilet satacağız da, ne kadar kazanacağız gibi hesaplar çıkıyor ortaya…Tekrar en başa gelelim. Trabzonspor’un ortaya koyduğu şampiyonluk kutlaması, Türkiye’nin tanıtımına büyük imkan sağladı. Ancak konu şampiyonluk kutlamasının gerçekleşmiş olması değil. Tekno alt yapıyla hazırlanmış bir müzik, harika bir MC, muhteşem ses ve ışık şovları ile kitlenin ortaya koyduğu performans, bugün dahi birçok yabancı televizyon kanalında gündemde.Burada ortaya çıkan konu, Etkinlik Endüstrisi’ne yeter ki imkan verin, sizi Mars’a çıkarsın kadar gerçek… Etkinlik Endüstrisi, bir çok farklı kaynaktan beslenir. Şimdi de kaynakların önünde ki engelleri anlatacağım. Sponsorluklar mesela. Eskiden, ciddi sayıda önemli organizasyon yapılır, dünyada sayılı dergiler, gerçekleştirilen bu etkinlikleri sayfalarına taşır, dünya starları başta olmak üzere uluslararası medyanın dikkatleri Türkiye’ye çevrilirdi. Çünkü Türkiye’de muhteşem düzeyde kaliteli müzik dinleyicisi var. Herşey hazır aslında. Dünya müziğinden, rock müziğe, metal müzikten pop müziğe, blues’dan klasik müziğe kadar uzanan pek çok dalda inanılmaz sayıda kaliteli müzik dinleyicisi var. Bu konu, sponsorların da dikkatlerinden kaçmıyor diyebilirim. Ancak, sponsorluklar arasında en büyük kaynağı ayıranlar ise alkollü içecek markaları.Malumunuz olduğu üzere, alkollü içecek sektörünün reklam yapması yasak. Ancak, satış yapması serbest. Yani en iyi şekilde hazırlanmış bir festivalde, alkollü içecek satın alabilirsiniz, ancak alkollü içecek reklam yasağı olduğu için, alkol firmaları sponsor olamazlar.Bu yasağın ortaya çıktığı günden bu yana uluslararası düzeyde gerçekleştirilen en büyük festivaller birer birer kepenk indirdi bildiğiniz üzere. Varlığını devam ettirenler de küçülerek, hacmini daraltarak iş yapmaya devam ediyor. Hangi imkansızlıklarla yapıldığını bilenlerden biriyim bu arada…Sponsorluklar, festival organizasyonlarını destekleyen ve can veren, yapılmasına olanak sağlayan en önemli konu. Yukarıda söz ettiğim yasağın kalkması demek, kısa vadede bir çok önemli gelişmeye imkan sağlayacak türden.Etkinlik Endüstrisi olarak elimizde her türlü imkan var. Hem fiziki, hem de dijital olarak, Trabzonspor şampiyonluk kutlamasında görüldüğü üzere Türkiye’yi hayal bile edilemeyecek düzeyde tanıtabilir, milyarlarca insanın dikkatini ülkemize çekebiliriz. Yeter ki bize imkan sağlansın, gerisini biz rahatlıkla çözebiliriz.Yazımın başında da belirttiğim gibi, “Buna paranın gücü değil, Etkinlik Endüstrisi’nin gücü denilir”Yazımı okuma fırsatı bulan tüm dostlarımın bayramlarını tebrik eder, eşsiz etkinliklerde bir arada olmayı dilerim.Sevgiler, saygılar.Umut Kaya
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 03 Mayıs 2022 - 18:41
Buna, Paranın Değil, Etkinlik Endüstrisi'nin Gücü Denilir!
Köşe Yazıları
03 Mayıs 2022 - 18:41