Genedos Kültür Yaşam Kooperatifi tarafından, Alper Akça koordinatörlüğünde düzenlenen Performans Kaş Tiyatro Günleri kapsamında gerçekleşti. Ekoloji temalı iki performans, iki seminer ve bir panelden oluşan bir programla, on aydır devam eden projenin kapanışı yapıldı. İsmini, Kaş ve çevresindeki bir ‘sesleniş’ biçimi olan ‘Voyn!’ dan alan performans, on dört sanatçının yanı sıra, yirmiye yakın katılımcının desteğiyle hazırlandı. Performans kapsamında bir buçuk saatlik doğa yürüyüşüne yüze yakın seyirci katıldı.
Projenin Sanatçılarının isimleri Alperen Dürüst, Aslınur Sarıca, Ayça Kaleli, Can Bilen, Değer Esirkuş, Demet Orbay, Dilara Tanbay, Ferhat Tebelleş, Hesna Mestanlar, Mert Çağatay Yılmaz, Nur Akyüz, Özgür Erkuş, Tuna Atabinici, Yiğit Ergün iken, Katılımcı grubunda Armağan Akça, Akay Yağlıcı, Ayşe Nur Ceylan, Ayşegül Çırak, Azra Çetin, Bilge Nur Ölmez, Burcu Canbulat,Esra Kuzucu, Fatma Akay, Funda Karatop, Kezban Savcı, Emine Şule Şahin vardı.Küratör Şule Ateş, Bergama, Hemşin ve Kaş’ta çalışılan bu üç katılımcı performansı tasarlama sürecinde, çalıştığı bölgelerin yerel dinamiklerini göz önüne aldığını anlatıyor. Bölgeyi tanımaya çalıştığını ve ‘merkezde’ alınmış kararlara göre şekillendirmediğini özellikle vurguluyor.
‘Ateş ’Performansların ekoloji temelli yaklaşımı, bu üç ilçenin kendine has özelliklerini dikkate almayı ve katılımcıların varoluşlarını çalışmanın merkezine yerleştirmeyi gerekli kılıyordu. Bu şehirlerin hiçbirine, zihnimde netleşmiş bir tasarım kurgusuyla gitmedim. Nasıl bir ortamda, kiminle, ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Fikir ön araştırma sırasında, şehirlerle ve orada yaşayan insanlarla yaşadığım karşılaşmalar sırasında ortaya çıktı.
Performansın katılımcılarıyla ve projeye destek veren bölge insanlarıyla kurduğumuz etkileşimin, beni yönlendirmesine izin verdim. Bu performansları en iyi şöyle tanımlayabilirim: ‘birlikte on beş günlük bir süreç kurguladık ve seyirciyi bu sürecin sonucunu deneyimlemeye davet ettik’. Çok iyi düşünülmüş ve çalışılmış, mükemmel tasarımlar çıkmadı ortaya elbette. Oldukça eksik ve kusurlu diyebileceğimiz tasarımlar çıktı. Fakat doğa da böyle değil mi zaten? Mükemmeli hedefleyen bir sonuç yerine, hep birlikte, doğanın kusurlu ‘dolaşıklığınının’ peşine düştüğümüz bir sürecin mükemmelliğini hedefledim.’’ diyor