Koray Bey, öncelikle sizi ilk kez tanıyacak okuyucularımız için Koray Erdemir kimdir?
1978 yılında Manisa’da doğdum. Spor yöneticiliği kariyerime üniversite yıllarında adım attım ve 2009'dan itibaren Türkiye Basketbol Federasyonu’nda organizasyon, pazarlama ve yöneticilik alanlarında aktif görevler üstlendim. Bugüne kadar ulusal ve uluslararası birçok spor organizasyonunda yer aldım.
Son yıllarda, artırılmış gerçeklik teknolojisini sporla buluşturan HADO'nun Türkiye’deki gelişimini yönlendiriyorum. Bu alandaki çalışmalarımızla gençlere hem ilham verecek hem de onları fiziksel aktiviteyle buluşturacak projeler geliştirmeye odaklandık.
Ayrıca 2025 yılı itibarıyla bünyemize kattığımız AI 4 Sports sistemiyle, sporcuların performansını kızılötesi tarama ile analiz ederek sakatlık risklerini önceden tespit edebiliyoruz. Bu sistem, profesyonel ve amatör sporcular için olduğu kadar spor kulüpleri ve spor salonları için de önemli bir rehber niteliğinde.
Bunlara ek olarak, Teknospor A.Ş. çatısı altındaki dijital yayın platformumuz EsporMedya ile espor ve oyun dünyasının nabzını tutuyoruz. Ayrıca Teknospor A.Ş. olarak Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (2021–2025) ve 2025 yılından itibaren Türkiye Taekwondo Federasyonu’nun sponsorluk, organizasyon ve iletişim süreçlerini yürütüyoruz.
Tüm bu çalışmalarla sporun dijital dönüşümünü destekliyor ve Türkiye’de daha erişilebilir, yenilikçi bir spor kültürü oluşturmayı hedefliyorum.
HADO Türkiye nedir? Bu teknolojik sporun arkasında nasıl bir vizyon yatıyor?
HADO, Japonya menşeli bir artırılmış gerçeklik sporu. Türkiye’de ise “Geleceğin Sporu” olarak konumlandırdığımız bu branş, fiziksel aktivite ile dijital deneyimi bir araya getiriyor. HADO Türkiye olarak vizyonumuz; teknolojiyi yalnızca tüketilen bir unsur olmaktan çıkarıp, sporun içine dahil ederek gençlere hareketli, interaktif ve takım ruhunu öne çıkaran yeni bir deneyim sunmak.
HADO’nun Türkiye’ye geliş süreci nasıl başladı? Bu alanda öncü olma fikri nasıl doğdu?
Teknoloji odaklı spor projelerini uzun süredir ilgiyle takip ediyorduk. HADO’yu ilk kez incelediğimizde, yalnızca bir oyun değil; fiziksel aktiviteyi teknolojiyle buluşturan yenilikçi bir spor kültürü yaratma potansiyelini gördük. Gençlerin ekran başında geçirdiği sürenin arttığı bir dönemde, onları hem hareket ettirecek hem de teknolojiyle sağlıklı bir bağ kurmalarını sağlayacak bir alternatif sunmak istedik. Bu vizyonla, 2019 yılında kurulan Teknospor A.Ş. çatısı altında HADO’yu Türkiye’ye kazandırma sürecini başlattık.
HADO’nun geleneksel sporlardan farkı nedir? İnsanlara nasıl bir deneyim sunuyorsunuz?
HADO’nun en temel farkı, spora dijital bir katman ekleyerek artırılmış gerçeklik teknolojisini fiziksel aktiviteyle birleştirmesi. Oyuncular, başlarına taktıkları AR gözlükler ve ellerine geçirdikleri sensörlerle dijital enerji topları ve kalkanlar kullanarak mücadele ediyorlar. Bu sırada gerçek anlamda koşuyor, zıplıyor, eğiliyor ve takım stratejileri geliştiriyorlar. Yani hem e-sporun hızlı düşünme ve refleks gerektiren tarafını hem de geleneksel sporun fiziksel dinamizmini bir arada sunuyoruz.
HADO’nun sunduğu deneyim, son derece eğlenceli, hareketli ve interaktif bir yapıya sahip. En güzel tarafı ise yaşa veya fiziksel seviyeye bağlı kalmaksızın, 7’den 70’e herkesin bu deneyimi yaşayabilmesi. Gerek amatör sporcular, gerekse aileler veya dijital oyunlara meraklı gençler HADO sahasına adım attıklarında tamamen kapsayıcı bir ortamla karşılaşıyorlar.
Özetle HADO, sadece bir spor değil; teknoloji, hareket, rekabet ve eğlenceyi bir araya getiren yeni nesil bir yaşam tarzı sunuyor.
Teknoloji ve Sporun Kesişim Noktası
HADO, artırılmış gerçeklik teknolojisini spora nasıl entegre ediyor? Bunu biraz daha teknik olarak anlatır mısınız?
HADO, özel AR gözlükler ve kol sensörleriyle oynanan, fiziksel hareket ile dijital dünyayı birleştiren bir spor. Gözlükler, oyuncuların oyun alanında dijital enerji topları ve kalkanları gerçek zamanlı olarak görmesini sağlıyor. Kol sensörleri ise oyuncunun el hareketlerini algılıyor; bu sayede oyuncular, gerçek bir top atar gibi dijital enerji fırlatabiliyor ya da savunma yapabiliyor. Tüm bu sistem kablosuz bağlantı üzerinden eş zamanlı şekilde çalışıyor.
HADO’yu, geçmişte severek oynadığımız yakar top oyununun dijital ve daha interaktif hali olarak düşünebiliriz. En güzel yanıysa, kurulumu ve oynanışı oldukça basit. Gözlük ve sensörler takıldığında birkaç dakika içinde oyun başlatılabiliyor, karmaşık bir kurulum süreci gerektirmiyor.
HADO, herkesin rahatlıkla deneyimleyebileceği bir yapı sunarken; aynı zamanda eğlenceli, hareketli ve teknolojiyle iç içe bir spor deneyimi yaşatıyor.
Katılımcılar için fiziksel performansın yanı sıra dijital beceriler de önemli mi?
Kesinlikle. Oyuncular hem hızlı düşünmeli hem de yüksek fiziksel reflekslere sahip olmalı. Strateji kurma, takım içi iletişim ve dijital arayüzle uyumlu hareket etme gibi dijital beceriler oyunun önemli bir parçası. Bu açıdan bakıldığında HADO, tam anlamıyla bir hibrit yetenek sporudur.
Sizce bu tür hibrit sporlar, gelecekte geleneksel sporların yerini alabilir mi?
Geleneksel sporlar köklü geçmişleri ve kültürel değerleriyle her zaman varlığını sürdürecektir. Ancak hibrit sporlar —özellikle artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerle desteklenenler— geleneksel sporların yerini almak yerine, onları tamamlayan yeni bir spor anlayışını beraberinde getiriyor.
Z kuşağı gibi dijital dünyada doğup büyüyen nesiller için bu tür teknolojik ve interaktif deneyimler çok daha cazip hale geliyor. HADO gibi hibrit sporlar, sadece izlemekle kalmayıp doğrudan katılım sağlayan, hareketli, stratejik ve eğlenceli bir yapı sunuyor. Bu da gençlerin ilgisini canlı tutuyor ve onları aktif yaşam tarzına teşvik ediyor.
Nitekim bugün okçuluk, bisiklet, taekwondo gibi pek çok geleneksel sporun da dijitalleştirilmiş veya artırılmış gerçeklikle yeniden yorumlanmış versiyonları var. Dünya genelinde bu tarz uygulamalara olan ilgi her geçen gün artıyor. Bu da bize şunu gösteriyor: Sporun geleceği, teknolojiden kopuk değil; aksine, teknolojiyle entegre şekilde gelişmeye devam edecek. Hibrit sporlar, spor kültürünü zenginleştiren ve çeşitlendiren bir rol üstleniyor.
Türkiye'deki Faaliyetler & Toplum İlgisi
Türkiye'de HADO’ya ilgi nasıl? Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?
Türkiye’de HADO’ya olan ilgi oldukça yüksek. Özellikle gençler, teknolojiyle sporu birleştiren bu yeni nesil deneyimi keşfettiklerinde büyük bir heyecan yaşıyor. Hedef kitlemizi ağırlıklı olarak 10–25 yaş arası gençler ve genç yetişkinler oluşturuyor. Ancak katılım sadece bu grupla sınırlı değil; aile etkinliklerinde 40 yaş üstü bireylerden de yoğun ilgi görüyoruz.
Ailelerden aldığımız geri dönüşler oldukça olumlu. Özellikle çocuklarının bilgisayar başında uzun süre hareketsiz kalmasından şikâyet eden aileler, HADO sayesinde hem fiziksel aktivitenin artmasından hem de çocuklarının sosyalleşmesinden son derece memnun. HADO, sadece bir spor değil; aynı zamanda arkadaşlıkların kurulduğu, takım olma bilincinin geliştiği sosyal bir ortam da sunuyor.
Kısacası HADO, teknolojiyi sağlıklı yaşamla birleştirerek her yaştan bireyin ilgisini çeken, eğlenceli ve bütünleyici bir spor deneyimi vadediyor.
Şu ana kadar Türkiye’de gerçekleştirdiğiniz önemli etkinlik veya organizasyonlar neler?
HADO Türkiye olarak bugüne kadar birçok büyük ve dikkat çekici organizasyonda yer aldık. Ulusal Gençlik Festivalleri, TEKNOFEST, belediye etkinlikleri, okullarda düzenlenen spor günleri ve alışveriş merkezlerinde gerçekleştirdiğimiz aktivitelerle binlerce kişiye ulaştık.
2021 yılında, ülkemizin ev sahipliğinde 18 ülkenin katılımıyla düzenlenen HADO Avrupa Şampiyonası’na başarıyla ev sahipliği yaptık. Bu organizasyon, Türkiye’nin bu alandaki liderliğini pekiştiren önemli bir adımdı.
Ayrıca Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu ile gerçekleştirdiğimiz HADO Üniversiteler Ligi ile gençler arasında bu sporun yaygınlaşmasına büyük katkı sağladık. Bununla birlikte, Yeşilay iş birliğiyle dijital bağımlılık ve sağlıklı yaşam temalı projelerde yer aldık. Önümüzdeki dönemde benzer şekilde Kızılay ile de sosyal sorumluluk temelli ortak projeler hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Bunun yanında şirketlere özel etkinlikler, kurumsal motivasyon günleri ve sosyal sorumluluk projelerinde de HADO deneyimi sunuyoruz. Böylece sadece gençlere değil, yetişkinlere yönelik de dinamik ve teknolojik bir spor alternatifi sunarak etki alanımızı genişletiyoruz.
Okullar, gençlik merkezleri veya belediyelerle iş birlikleriniz var mı?
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar başta olmak üzere, gençlik ve spor müdürlükleri, belediyeler ve çeşitli vakıflarla aktif iş birlikleri yürütüyoruz. Okul temelli eğitim programları, dijital farkındalık atölyeleri ve bağımlılıkla mücadele kampanyaları gibi toplumsal faydaya odaklanan projelerle gençlerle buluşuyoruz.
Belediyelerle ortak yürüttüğümüz projeler, gençlerle doğrudan temas kurmak açısından bizim için çok değerli ve heyecan verici. Bu iş birliklerinin artarak devam edeceğine ve Milli Eğitim Bakanlığı çatısı altında daha fazla projeyi hayata geçireceğimize inanıyoruz.
E-spor ve HADO’nun Konumlanması
HADO bir e-spor mu, yoksa yeni bir spor türü mü? Bu ayrımı nasıl tanımlıyorsunuz?
HADO, çoğu zaman e-sporun fizikselleşmiş hali olarak tanımlansa da, bu tanım onun sunduğu çok katmanlı deneyimi tam olarak karşılamaz. HADO, dijital teknolojiyi gerçek fiziksel hareketle buluşturan yeni nesil bir spor türüdür: Fiziksel e-spor. Strateji, refleks, kondisyon, takım oyunu ve teknolojiyi aynı sahada buluşturarak hem zihinsel hem fiziksel anlamda oyunculara eşsiz bir rekabet ortamı sunar.
HADO’yu geçmişte oynadığımız yakar topun dijitalleşmiş hali gibi düşünebiliriz. Ancak artırılmış gerçeklik teknolojisiyle, dijital enerji topları, kalkanlar, puan sistemleri ve taktiksel planlamalarla bu oyun bambaşka bir boyuta taşınıyor. Tüm bunlar sadece eğlence değil, aynı zamanda ciddi fiziksel efor da gerektiriyor — her maç ortalama 80 saniyelik setlerde yüksek tempolu koşu, zıplama ve reaksiyon isteyen bir deneyim sunuyor.
HADO'yu e-spordan ayıran en önemli farklardan biri ise, dijital bağımlılığa karşı sunduğu aktif ve sağlıklı bir alternatif olmasıdır. Gençlerin saatlerce hareketsiz kaldığı klasik video oyunlarının aksine, HADO oyuncuları fiziksel olarak aktif olmaya teşvik eder. Bu yönüyle özellikle aileler için, çocuklarını dijital dünyadan tamamen koparmadan sağlıklı bir spora yönlendirmek adına değerli bir çözüm sunar.
Ayrıca HADO’nun resmiyet kazanmış bir branş olduğunu da vurgulamak gerekir. 26 Temmuz 2023 tarihinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 37 sayılı oluru ile HADO, Türkiye Espor Federasyonu (TESFED) bünyesinde resmen bir spor dalı alt branşı olarak tanındı. Bu da HADO’nun yalnızca teknolojik bir trend değil, kurumsallaşmış bir spor disiplini olduğunun açık bir göstergesidir.
Uluslararası HADO turnuvalarında Türkiye’yi temsil eden takımlarımız olacak mı?
Evet, kesinlikle. 2021 yılından bu yana milli takım yapılanmamızı oluşturmak için yoğun bir hazırlık süreci yürütüyoruz. 2025 itibarıyla Türkiye, uluslararası HADO turnuvalarında daha güçlü ve organize bir şekilde yer almaya devam edecek. Amacımız, dünya şampiyonalarına düzenli katılım sağlayan ve kalıcı başarılar elde eden bir milli takım yapısı inşa etmek.
Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılar da bu hedefin sağlam temellere dayandığını gösteriyor. 2021’de ülkemizin ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon olarak dikkatleri çektik. 2022’de Fransa’da Avrupa ikincisi, 2023’te Japonya’daki Dünya Kupası’nda beşinci olduk. 2024 yılında İngiltere’de Avrupa Şampiyonu unvanını yeniden kazanarak başarımızı perçinledik. 2025’te Çin’de düzenlenen Dünya Kupası’nda bir kez daha dünya beşinciliğini elde ettik.
Türkiye HADO Milli Takımı, yalnızca sahadaki performansıyla değil, aynı zamanda spora kattığı yenilikçi yaklaşımıyla da ülkemizin gurur kaynaklarından biri haline gelmiştir. Uluslararası arenada ay-yıldızlı bayrağımızı daha yukarılara taşımak için çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.
Profesyonel ligler veya oyuncu kariyerleri HADO’da mümkün mü?
Kesinlikle mümkün. HADO, yalnızca deneyimsel bir spor değil; aynı zamanda kariyer fırsatları sunan bir alan. Japonya, Fransa ve Tayvan gibi ülkelerde halihazırda profesyonel HADO ligleri aktif şekilde devam ediyor. Türkiye’de de biz, Teknospor A.Ş. olarak bu altyapıyı oluşturmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. HADO Ligi’nin temellerini atıyor; oyuncuların sponsorluklar alabileceği, liglerde rekabet edebileceği ve bu alanda sürdürülebilir bir kariyer inşa edebileceği bir sistem kuruyoruz.
Ancak bizim vizyonumuz sadece saha içiyle sınırlı değil. Sporcuların antrenörlük, menajerlik, hakemlik ya da organizasyon gibi alanlarda da profesyonel olarak yer alabilmesini çok önemsiyoruz. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu ve Türkiye Taekwondo Federasyonu ile yürüttüğümüz projelerle bu süreci çok yönlü destekliyoruz.
Profesyonel lig oluşturma sürecinde sağlam ve sürdürülebilir adımlar atıyoruz. Aynı zamanda HADO’nun herkese ulaşabilir, erişilebilir ve oynanabilir olması bizim için büyük bir öncelik. Bu iki dengeyi koruyarak, hem kitlelere ulaşmayı hem de kulüpler ve sporcular için ciddi gelir modelleri yaratmayı hedefliyoruz. HADO artık sadece bir spor değil; yeni nesil bir kariyer platformudur.
HADO Türkiye olarak önümüzdeki 1–3 yıl içinde ne gibi hedefleriniz var?
Önümüzdeki 3 yıl içinde HADO’nun Türkiye genelinde daha fazla erişilebilir hale gelmesini sağlamak, okul müfredatları ve gençlik merkezlerine entegre edilmesini gerçekleştirmek öncelikli hedeflerimiz arasında. Ayrıca ulusal lig yapısını kurmak, profesyonel oyuncular yetiştirmek ve Türkiye’yi uluslararası turnuvalarda kalıcı bir şekilde temsil eden bir yapıya dönüştürmek istiyoruz. Bununla birlikte, kadın sporcuların ve engelli bireylerin de HADO dünyasında aktif olabileceği kapsayıcı projeleri hayata geçirmek önceliklerimiz arasında.
Türkiye genelinde yaygınlaşması için planladığınız stratejiler neler?
Üç temel strateji üzerine odaklanıyoruz:
Erişilebilirlik: Okullar, gençlik merkezleri ve AVM gibi halka açık alanlarda HADO deneyim alanları kurmak.
Eğitim: Öğretmenler ve eğitmenler için özel HADO eğitim programları hazırlayarak sürdürülebilir bir altyapı kurmak.
Farkındalık: Sosyal medya kampanyaları, turnuvalar ve gençlik festivalleriyle farkındalığı artırmak.
Ayrıca HADO Kamyonu gibi mobil sahalarla, kırsal ve dezavantajlı bölgelerdeki gençlere de ulaşmayı hedefliyoruz.
Sizce HADO gibi teknolojik sporlar, Türkiye'deki gençlerin spora ve teknolojiye bakış açısını nasıl etkileyebilir?
Günümüz gençliği teknolojiyle iç içe büyüyor. HADO gibi sporlar, teknolojiyi sadece tüketilen değil, üretkenliğe ve fiziksel gelişime katkı sunan bir araç olarak konumlandırıyor. Bu da gençlerin teknolojiye olan yaklaşımını daha bilinçli ve dengeli hale getiriyor. Sporla teknolojinin birleşimi, gençlerde hem bedensel farkındalık hem de dijital yetkinlik kazandırarak çağın gerekliliklerine uygun bireyler yetişmesine katkı sağlıyor.
Gençlere, ailelere ve eğitimcilere bu yeni nesil sporla ilgili nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Gençlerimize şunu söylemek isterim: Geleceğin sporları artık sadece saha ile sınırlı değil, teknoloji ile şekilleniyor. HADO gibi hibrit sporlar, sizi sadece ekrana değil, harekete de davet ediyor.
Ailelere ve eğitimcilere ise şu mesajı vermek isterim: Çocuklarımızı hem dijital dünyaya adapte edelim hem de fiziksel ve sosyal gelişimlerini destekleyelim. HADO, bu iki alanı birleştiren nadir deneyimlerden biri ve çocuklarınızın enerjisini sağlıklı bir şekilde yönlendirmek için harika bir araç olabilir.
Son olarak, HADO Türkiye’yi daha yakından tanımak isteyen okurlarımız neleri takip etmeli?
HADO Türkiye hakkında daha fazla bilgi almak, güncel gelişmeleri ve etkinlikleri takip etmek isteyenler için birçok kanalımız aktif şekilde yayında. Resmi web sitemiz www.hadoturkiye.com üzerinden HADO dünyasına dair tüm detaylara ulaşabilirsiniz. Ayrıca Instagram'da @hadoturkiye hesabımızdan turnuvalar, antrenman programları, etkinlik duyuruları ve sporcu hikayeleri gibi pek çok içeriği anlık olarak paylaşıyoruz.
Geleceğin sporunu daha yakından tanımak ve bu heyecana ortak olmak isteyen herkesi dijital kanallarımızdan bizi takip etmeye davet ediyoruz. HADO’ya bir kez adım atanlar, sadece bir sporla değil; aynı zamanda enerjik, yenilikçi ve sosyal bir dünyayla tanışıyor!