Eventnews.online ekibi olarak eserleriyle Türk Resim Sanatına yeni bakış açıları kazandıran başarılı Ressam Gülsen Karasu ile Karadeniz Vakfı'nın 4. Geleneksel Yılsonu Sergisi'nde buluştuk. Quilling sanatından yağlı boyaya, camaltı çalışmalardan telkarilere rölyeflere, örgülere kadar pekçok eserin yer aldığı sergide özgün eserleriyle yar alan Karasu'yla hem kadın emeği hakkında hem de Türkiye'de geri dönüşüm ve sanat hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.Karadeniz Vakfı'nın böyle bir sergi düzenlemesinin amacı nedir?
Sergimizin amacı, Karadeniz Vakfı'nın öğretim yılı boyunca yaptığı çeşitli faaliyetlerin sonucunu yansıtmak. Burada ağırlıkla kadınların, gençlerin emeği ön planda ve gerçekten alın teriyle yaptıkları ürünler bunlar.
Çalışmalarda kimler yer alıyor?
Karadeniz Vakfı'nın buradaki emeği ve desteği hatrı sayılır düzeyde. Çünkü kapılarını sonsuz olarak bütün öğrencileri açıyor ve burada daha rahat ve huzurlu çalışıp ürünlerini çıkarması için ellerinden geleni yapıyorlar. Eğitmenlerimiz ağırlıklı halk eğitim hocaları, onlar buraya geliyorlar ve ücretsiz olarak burada ders veriyorlar. Tabii sergimiz sadece Karadeniz Vakfı'yla sınırlı değil. Sarıyer Halk Eğitim Merkezi bu konuda öncü. Vadi İstanbul'da da sergiler oluyor.
Eser sahipleri sergi aracılığıyla ekonomik ve sosyal hangi kazanımları elde ediyorlar?
Satış olursa kazanca dönüşebiliyor. Tabii yapılan işlerin bazılarına çok büyük emek ve maaliyet harcandığı için daha pahalıya geliyor. Ama satılan her ürün kişiye hem maddi olarak katkı hem de sosyal bir aktivite olmuş oluyor öğrenciler için. Vadi İstanbul'daki sergiler daha çok satışa yönelik oluyor. Karadeniz Vakfı'nda amaç genellikle daha çok sergi oluyor ve satış minimal düzeyde gerçekleşiyor.
Sergide hangi branşlarda eserler yer alıyor, öne çıkan eserler hangileri?
Aslında her branşın kendine özel yapıtları var. Ama qulling Türkiye'de ve dünyada daha yeni olan bir akım olduğu için, telkare kağıt dediğimiz ince kağıtlarla şekiller vererek, kabartılarak, boyutlandırılarak yapılan bir çalışma. Dolayısıyla Türkiye'de bir ilk aslında baktığınızda. Aslında sergide sergilenen bütün yağlı boya, camaltı çalışmalar, telkariler, rölyefler, örgüler, kıyafetler gerçekten büyük bir emekle yapılıyor. Hepsi en ince ayrıntısına kadar özenle yapılan çalışmalar, tek tek inceleniyor. Yılın sonunda bu eserleri sergilemekten herkes çok mutlu oluyor.
Ziyaretçilerin sergiye ilgi ve alakasını nasıl buldunuz?
Aslında bu tarz yerlerde özellikle son dönemlerde kadınlarımız el sanatlarına çok önem verip, geri dönüşüm yaptıkları için, hem ekonomiye, hem kendi ailelerine katkı sağlamış oluyorlar. Eserlerin yapım aşamasında maddi olarak biraz sıkıntıya düşseler de, bu eğitimleri alıp, kendi ailelerine katkıda bulunmaktan son derece memnun ve mutlular.
Son olarak, sizin de eserlerinizde kullandığınız bir yöntem olan geri dönüşüm hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye ekonomisinde aslında bütün herkesin dikkat etmesi gereken, atılacak birşeyi bir kere daha düşünerek atmaları. Çünkü baktığınız zaman, atılan herşey bir şekilde geri dönüşüm sayesinde hayatımıza tekrar dönebiliyor. İçeride gördüğünüz gardroplar çöpten alınıp, tamir edilip, boyanıp, şu anda olduğu gibi pırıl pırıl bir şekilde kullanıma sunulabiliyor. Dolayısıyla atacağımız herşeyi, belki de 10 kere düşünüp atmamız gerekiyor.
Sergimizin amacı, Karadeniz Vakfı'nın öğretim yılı boyunca yaptığı çeşitli faaliyetlerin sonucunu yansıtmak. Burada ağırlıkla kadınların, gençlerin emeği ön planda ve gerçekten alın teriyle yaptıkları ürünler bunlar.
Çalışmalarda kimler yer alıyor?
Karadeniz Vakfı'nın buradaki emeği ve desteği hatrı sayılır düzeyde. Çünkü kapılarını sonsuz olarak bütün öğrencileri açıyor ve burada daha rahat ve huzurlu çalışıp ürünlerini çıkarması için ellerinden geleni yapıyorlar. Eğitmenlerimiz ağırlıklı halk eğitim hocaları, onlar buraya geliyorlar ve ücretsiz olarak burada ders veriyorlar. Tabii sergimiz sadece Karadeniz Vakfı'yla sınırlı değil. Sarıyer Halk Eğitim Merkezi bu konuda öncü. Vadi İstanbul'da da sergiler oluyor.
Eser sahipleri sergi aracılığıyla ekonomik ve sosyal hangi kazanımları elde ediyorlar?
Satış olursa kazanca dönüşebiliyor. Tabii yapılan işlerin bazılarına çok büyük emek ve maaliyet harcandığı için daha pahalıya geliyor. Ama satılan her ürün kişiye hem maddi olarak katkı hem de sosyal bir aktivite olmuş oluyor öğrenciler için. Vadi İstanbul'daki sergiler daha çok satışa yönelik oluyor. Karadeniz Vakfı'nda amaç genellikle daha çok sergi oluyor ve satış minimal düzeyde gerçekleşiyor.
Sergide hangi branşlarda eserler yer alıyor, öne çıkan eserler hangileri?
Aslında her branşın kendine özel yapıtları var. Ama qulling Türkiye'de ve dünyada daha yeni olan bir akım olduğu için, telkare kağıt dediğimiz ince kağıtlarla şekiller vererek, kabartılarak, boyutlandırılarak yapılan bir çalışma. Dolayısıyla Türkiye'de bir ilk aslında baktığınızda. Aslında sergide sergilenen bütün yağlı boya, camaltı çalışmalar, telkariler, rölyefler, örgüler, kıyafetler gerçekten büyük bir emekle yapılıyor. Hepsi en ince ayrıntısına kadar özenle yapılan çalışmalar, tek tek inceleniyor. Yılın sonunda bu eserleri sergilemekten herkes çok mutlu oluyor.
Ziyaretçilerin sergiye ilgi ve alakasını nasıl buldunuz?
Aslında bu tarz yerlerde özellikle son dönemlerde kadınlarımız el sanatlarına çok önem verip, geri dönüşüm yaptıkları için, hem ekonomiye, hem kendi ailelerine katkı sağlamış oluyorlar. Eserlerin yapım aşamasında maddi olarak biraz sıkıntıya düşseler de, bu eğitimleri alıp, kendi ailelerine katkıda bulunmaktan son derece memnun ve mutlular.
Son olarak, sizin de eserlerinizde kullandığınız bir yöntem olan geri dönüşüm hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye ekonomisinde aslında bütün herkesin dikkat etmesi gereken, atılacak birşeyi bir kere daha düşünerek atmaları. Çünkü baktığınız zaman, atılan herşey bir şekilde geri dönüşüm sayesinde hayatımıza tekrar dönebiliyor. İçeride gördüğünüz gardroplar çöpten alınıp, tamir edilip, boyanıp, şu anda olduğu gibi pırıl pırıl bir şekilde kullanıma sunulabiliyor. Dolayısıyla atacağımız herşeyi, belki de 10 kere düşünüp atmamız gerekiyor.