“Covid-19 nedeniyle yaşananlar, turizmde
taleplerin ve dolayısı ile arzların değişmesine yön verecektir. Yeni nesil turizm
anlayışının ilk adımları yakında atılmaya başlayacaktır. Yeni nesil konseptimiz
ile bu akımın öncülerinden biri olmak için çalışmalarımız devam ediyor. Otelciler
olarak hijyenik, güvenli ve konforlu konaklamalar sağlamakla yükümlüyüz.
Sabırla bu zor günlerin geçmesini bekleyeceğiz. Sağlıklı olmak ve keyifle
seyahat edebilmek için şimdi #EVDEKAL.” Bu sözler, Hampton By Hilton İzmir
Aliağa Otel, Satış ve Pazarlama Direktörü Meltem Öner’e ait. Event News olarak,
Meltem Hanım’la keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Meltem Hanım, röportajımıza
sizi ve Hampton by Hilton İzmir Aliağa’yı tanıyarak başlayabilir miyiz? 1980’li yılların sonunda Antalya’da İber Otel
ile başlayan resort otelcilik hayatım, güney sahillerinde Antalya Dedeman, Palmariva
ve Attaleia Tatil Köyleri ve ardından 1995 yılında İstanbul’da Euro Plaza Otel’de
satış sorumlusu şeklinde devam etti. Yerli grup otelleri olarak Kaya, Cevahir,
Senator ve Star Gruplarında şehir ve kongre otelciliğinde satış pazarlama yöneticilikleri
yaptım. İstanbul’da tarihi yarım adada iki otelde ise otel müdürlüğü deneyimi
de yaşadım. Son 7 yıldaki çalışmalarım ise otellerin içinde bulunduğu destinasyonların
katma değerleri ile segment ve pazarlarını geliştirerek daha verimli gelir elde
etmeleri üzerine oldu.2017 yılında hizmete açılan Hilton
zincirine bağlı otelimiz, bölgemizin ilk ve tek uluslararası marka otelidir.
Sanayi bölgesinde olmasına rağmen doğanın içinde bir tesis olduğumuzu özellikle
belirtmek isterim. Otelimizin hemen önünde, odanızdan flamingoları her mevsim
görebileceğiniz Kuş Cenneti ve 100 metre mesafede ise kumsal kıyı şeridi
bulunuyor. Hilton zincirinin Hampton markası çizgisiyle, gerçekten evinizden uzak
eviniz gibi hissettiren yeni nesil konseptle hizmet sunuyoruz. Hampton by Hilton İzmir Aliağa,
bulunduğu lokasyonun en önemli tesislerinden biri. Sanayi bölgesine yakınlığı,
toplantı alanında da talep görülmesine neden oluyor. Hizmetlerinizden söz eder
misiniz?Hampton by Hilton markasının yeni nesil otelcilik anlayışını otelimizde her hali ile yansıtıyoruz. Başta konaklayanlar olmak üzere lobideki WorkZone’da hem business center hizmeti veriyoruz, hem de günlük toplantı ve görüşmelerin yapabilmesine olanak tanıyoruz. Bu alanda gerçekten rahat ve keyifle küçük toplantılar yapılabiliyor. Lobideki masaların çoğunda bulunan prizler yine sosyal alanda çalışmaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Ayrıca ikisi gün ışığı alan ve ikisi kapalı toplam 4 salonumuzda 380 kişiye kadar farklı büyüklükte ve düzende toplantı ve etkinlikleri başarıyla gerçekleştirebiliyoruz. Deniz ve göl manzaralı 3 ayrı terasımızda out-door etkinlikler, kişisel ve bedensel eğitim programları için de kullanılabiliyor. Otelimizin dışında göl kenarı ve sahil şeridinde alternatif out-door aktiviteler için kullanım alanları sağlayabiliyoruz. Bölgemizde bu tarz çalışmaları yapabilecek tek zincir oteliz ve her türlü etkinlikte öncü olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Hampton by Hilton Aliağa’da
kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?Aliağa Sanayi bölgesinde ağırlıkla kurumsallara
hizmet veriyoruz ve toplam personel sayımız normal şartlarda 50 kişi kadardır. Covid-19
salgını nedeniyle personelimizin sağlığını da düşünmek durumunda olduğumuz için
minimum sayıda istihdam etmekteyiz. Ancak turizm normale döndüğü zaman hafta
içi kurumsal misafirlere ilaveten başta hafta sonları olmak üzere gruplar almak
istiyoruz. Böylece doğayı hissederek konforlu ortamı deneyimlemek isteyen
misafirlerimiz geldiğinde istihdam edilecek personel sayısı 50 kişinin de üzerine
çıkacaktır.Misafir profilinizden söz eder
misiniz?Salgın öncesindeki misafir profilinden söz edeyim. Gelen
misafirlerimiz Aliağa bölgesindeki şirketler ile bağlantılı teknik, denetçi ve
danışman firmaların üst düzey yetkilileridir. Kurumsal münferit
misafirlerimizin yüzde 70’e yakını yurt dışından gelen yabancı misafirlerdir.
Grup konaklamalarında dört segment bulunuyor. Bunlar toplantı, spor takımları,
incoming ve muhtelif yerli gruplardır. Anadolu turlarının rotasında ve
Bergama’ya yakın konumda olduğumuzdan Uzakdoğu pazarından grup konaklamaları
alıyor idik. Konaklamalar haricinde günübirlik workshop ve düzenlediğimiz
etkinliklere Aliağa, Bergama ve Menemen gibi yakın çevremizden yerel halkımız
aileleri ve arkadaş grupları ile gelerek katılım gösteriyorlar. Sektörde hizmet veren
lokomotiflerin başında acenteler gelmekte. Acentelerin en büyük şikayeti ise
otellerin, acente dışı da hizmet veriyor olması. Siz herhangi bir projeyle
ilgili olarak bir turizm ve seyahat acentesi olmadan, hizmet sağlamayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?Oteller ve acenteler birbirlerinden beslenen yapılardır.
Öncelikle bunu kabul ediyoruz. Bazı projelerde ilgililer acente olmadan otellerden
talepte bulunabiliyorlar. Bu durumlarda tabi ki taleplere doğrudan teklif
verilmektedir. Ancak fiyat teklifi verirken acentelerimizi de düşünülerek fiyat
verilmelidir. Otelciler şirketlere fiyat verirken acente indirimini
düşmemelidir. Maalesef kendi emeklerine değer vermedikleri gibi, para da
kaybediyorlar. Arada acente olduğu zaman şüphesiz daha uygun şartlar sağlanarak
fiyat teklifi verilmelidir.Sektörde ki en önemli beş
sorun nedir diye sorsak, neleri sıralarsınız? Çözüm yollarınız nelerdir?
fotoğraflarda yer aldığı şekliyle kaliteli hizmetler sağlayamıyor. Bu durumu
nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre konaklama alanında ki kalite nasıl
olmalı? Bunun ölçüsü size göre nedir?Misafirler açısından tüketici tavsiye kanallarını
iyice incelemeden otelini online üzerinden satın alan ve seyahat acentesi
kullanmadan rezervasyon yapan kişiler bu sorun ile karşılaşabilirler. Markaların
çoğu standartların uygulanması açısından daha güvenilirdir. Bu nedenle böyle
riskler azdır. Uluslararası markalarda bu daha da ön plana çıkar. Zira dünyanın
farklı yerlerinde hizmet standartları benzer şekilde uygulanır. Hem markanın
kendi tarafından hem de bağımsız olarak denetlenirler. Kalite markalaşmak ile
doğru orantıdır. Marka veya değil, işletmeler denetlemeler ve sertifikasyonlar
ile kaliteyi ölçümleyebilirler. Denetlenmeyen
tesisler fotoğraflarında gerçeği yansıtmayabilirler. Türkiye’de ki otelleri altyapı
olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce özellikle MICE misafiri ağırlamak için
envanterde bulunan oteller yeterli donanıma sahip mi? Nasıl olmalı?Türkiye’de otellerin büyük çoğunluğu alt yapı olarak
oldukça iyi. Farklı bölgelerimizde gelişmiş MICE olanakları sunan çok sayıda
tesisler var ve her biri bu segmentten pay alabilmek için iyi
projelendirilmiştir. Her yeni tesis, proje aşamasında iken teknolojik
gelişmeler, trendler ve yerli / yabancı rakipler gözetilerek hazırlanıyor. MICE
destinasyonu olarak seçilen bölgelerde tüm paydaşların etkinlikten faydalanması
hedeflenmelidir. Böylece daha etkin pazarlama yapılır, daha efektif sonuçlar
alınır ve doğru şekilde istihdamlar sağlanır. Otelcilik, dünyanın hem en
keyifli ve hem de en zor mesleklerinden biri. Her an mutlu gözükmek işin doğası
gereği. Siz iyi bir otel işletmecisini nasıl tarif edersiniz? İnsanları mutlu etmek kolay değil ve bu yüzden en zor mesleklerden biri otelciliktir. Meslek olarak otelciliği seçecek arkadaşlara, başkalarını mutlu etmekten keyif almayı öğretmek çok önemlidir. Bireysel işletmelerin bazılarının şöyle bakış açıları olabiliyor; Bu iş kolaydır büyük bir evi çekip çevirmek gibidir ve konuklar kalırlar odanın parasını öderler ve giderler. İşletmeciler, kendilerini gerçekten misafirlerin yerine koyabilmeli ve onların taleplerine göre çözümler üretebilmelidirler. Zor olan her müşteri profilinin farklı ihtiyaçları olduğunu görebilmek ve kabul etmektir. Müşteri ve personel memnuniyeti odaklı çalışmalar yapan işletmeciler her zaman başarılı olurlar. Misafir memnuniyeti ve
ölçüsünü nasıl tanımlarsınız? Size göre her misafir konakladığı otelden memnun
ayrılabilir mi? Neden?Konaklayan misafirlerin tekrar geleceği ve
başkalarına tavsiye edeceği her zaman hatırlanmalıdır. Sosyal medya, tüketici
tavsiye kanalları ve ilaveten marka otel ise markanın kendi anket puanlaması ile birlikte yapılan ölçümlemeler
doğru sonuçlar verir. Olması gereken misafirlerin memnun ayrılmasını
sağlamaktır ki normal şartlarda yapılabilirdir. Misafir ilişkileri departmanı olan
ve olmayan tüm otellerde misafirin çıkışından önce bu durum kontrol altına
alınabilmelidir. Samimi geri bildirim için otelde ilgili personel ve
yöneticilerin inisiyatif kullanımı gerektiği gibi olduğunda memnuniyet verici
sonuçlar alınır.Otellerin tercih noktalarından
biri de gastronomi alanına yaptıkları yatırım. İyi şefler tarafından hazırlanan
menülerin zenginliği ve lezzeti. Hampton by Hilton Aliağa’nın mutfağından söz
eder misiniz?Bölgede bu konuda büyük eksiklik olduğudan,
önümüzdeki günlere hazırlık olarak ünlü şeflerden destek aldık. Salgın
önlemleri bittiği zaman hayata geçecek projelerimiz arasında gurme
workshopları, tadım workshopları,
yöresel tatlar ve yöresel şefler gibi programlarımız var.Dünya Aralık ayından bu yana
ciddi bir salgın hastalık kıskacına girmiş durumda ve en çok etkilenen
sektörlerin başında turizm geliyor. Siz bu süreci nasıl atlatıyorsunuz?Aliağa’da başta çalıştığımız
şirketlere gelmek zorunda olan iş insanlarının sağlık açısından güvenle
konaklamaları için otelimizi açık tuttuğumuzu belirtmeliyim. İlk etapta uluslararası zincirine bağlı
olmanın avantajı ile ülke çapında henüz önlemler alınmaya başlamadan, Hilton
merkez tarafından bizlere bilgi akışı sağlandı ve bir çok kuruluştan çok daha
önce sağlık ve hijyen önlemlerimizi alarak uygulamaya geçirdik. Özellikle belirtmek isterim ki otelimizin
iklimlendirme sistemi en gelişmiş teknoloji olup her bir oda diğerinden
bağımsız ve her bir ünite diğerlerinden ayrı olarak havalandırılmaktadır.
Ayrıca ozon makinesi ile odalar misafir girişi öncesinde tazelenmektedir.
Gerek misafirler gerekse personelimiz için WHO (Dünya Sağlık Örgütü)
referansları ile uluslararası Hilton standartlarında hijyen sağlıyor ve yerel
yönetimlerin desteği ile kısıtlı da olsa hizmet vermeye devam ediyoruz.Pandemi olarak ilan edilen
covid-19 salgını, sektörde pek çok işletmenin kapanmasına, kapatmayanların ise
ciddi bir personel çıkarımına neden oldu. Sizde durum nasıl? Tahmin edileceği üzere seyahat sınırlamalarının da
getirilmesi ile çok az sayıda iş insanı konaklaması devam etmektedir. Hijyen ve
sağlık şartları gözeterek yasal çerçevede genel kullanım alanları kapatıldığı
için sınırlı sayıda personel ile çalışmaya devam ediyoruz. Halen çalışan
sınırlı sayıdaki personelimizin de gidiş gelişlerinde sağlık sorunu yaşamasını
engellemek adına standart otel odalarında konaklatıyoruz. Diğer personelimiz ise yıllık izinlerini
kullanmaktadırlar. Rezervasyon aldığımız sürece açık olmaya devam edeceğiz.Pek çok işletme sahibi,
otellerin üst düzey yöneticisi ve aynı zamanda binlerce acente, salgın
sürecinde kendilerinin yalnız bırakıldığını belirtiyorlar. Siz yalnız
bırakıldığınızı düşünüyor musunuz? Sizce bu süreçte devletin ne tür imkanlar ya
da olanaklar sunuyor olması gerekir.Dünya çapında yapılan istatistiksel çalışmaların
sonuçları gösteriyor ki bu salgından olumsuz yönde etkilenerek en çok zarara
uğrayan sektör turizmdir. Türkiye’de turizm sektöründe 50 den fazla paydaşın
ilgilileri devletin destek amaçlı kararlarının yetersiz olduğunda hem fikir
olup muhtelif platformlar üzerinden ilgili mercilere ve bakanlıklara seslerini
duyurmaya çalışmaktadır. Yurtdışı bağlantılı olan paydaşlar, gelişmiş ülke
devletlerince turizm sektörüne yapılan yardımları takip ediyorlar ve ülkemizde bacasız
sanayiye yapılan yardımların ne derece yetersiz olduğunu üzülerek bildiriyorlar.
Otelci olarak benim dile getirebileceğim şu olabilir: Devletimizin bu süreçte açık
ve kapalı tüm tesislerin ciroları oranında zararlarını karşılayabilecek maddi
destek vermesi ve sabit giderlerinde erteleme yerine devlet tarafından
karşılanmasını yönündedir.2020 yılında turizm sektörünü
neler bekliyor? Bu yıldan beklentileriniz nelerdir?Turizm sektöründeki yerli ve
yabancı basın ile online seminerlerdeki otoritelerin ortak öngörüleri iyimser
yaklaşım ile 2020 yılında turizm beklentisi her ülkenin kendi içinde olacağı
yönündedir ve doğrudur. Türkiye’de halkın büyük çoğunluğunun yaşı gençtir ve
sosyal yapıdadır. Salgının inişe geçmesinden itibaren yakın çevrelere bireysel
seyahatler başlayabilir. Hareketliliğin Ramazan ayından sonra bayram ile artması
olasıdır. Uzun zaman evlerde kapalı kalmanın ve ısınan havaların etkisi ile iç
turizm hareketlenebilir. Dikkat edilmesi gereken ise bu durumda salgının 2.defa
tırmanmasını engellemektir. Ülke genelinde incoming segmentinde ki olası
pazarlar Ortadoğu, Doğu Avrupa, Rus ve BDT Ülkeleri ile sınırlı kalacak gibi. 2020’de bizimle ilgili olarak
şunları dile getirmek isterim. Otelimizde ağırlıkla kurumsal konaklamalar
alıyoruz. Bu yıl ki hedefimizde kurumsallardan ayrı olarak yakın çevreden misafirleri
temiz havaya ve doğaya davet etmek var. Evlerinden çıkıp bize gelecek misafirlerimize
hijyenik ortamda, güvenle, rahat hissettiren konforla Hampton konseptinde
dinlenme olanağı sunmak için sabırsızlanıyoruz. Hafta sonu özel konsept
paketleri kapsamında farklı ve ayrıcalıklı etkinlikleri hayata geçirmek
arayışında olan acente ve kurumsallara alternatif fırsatlar sunacağız.
Beklentilerimiz bu ve daha nicelerini hayata geçirmek.Son olarak ilave etmek
istediğiniz konular var mıdır?Covid-19 nedeniyle yaşananlar, turizmde taleplerin ve
dolayısı ile arzların değişmesine yön verecektir. Yeni nesil turizm anlayışının
ilk adımları yakında atılmaya başlayacaktır. Yeni nesil konseptimiz ile bu
akımın öncülerinden biri olmak için çalışmalarımız devam ediyor. Otelciler
olarak hijyenik, güvenli ve konforlu konaklamalar sağlamakla yükümlüyüz.
Sabırla bu zor günlerin geçmesini bekleyeceğiz. Sağlıklı olmak ve keyifle
seyahat edebilmek için şimdi #EVDEKAL
taleplerin ve dolayısı ile arzların değişmesine yön verecektir. Yeni nesil turizm
anlayışının ilk adımları yakında atılmaya başlayacaktır. Yeni nesil konseptimiz
ile bu akımın öncülerinden biri olmak için çalışmalarımız devam ediyor. Otelciler
olarak hijyenik, güvenli ve konforlu konaklamalar sağlamakla yükümlüyüz.
Sabırla bu zor günlerin geçmesini bekleyeceğiz. Sağlıklı olmak ve keyifle
seyahat edebilmek için şimdi #EVDEKAL.” Bu sözler, Hampton By Hilton İzmir
Aliağa Otel, Satış ve Pazarlama Direktörü Meltem Öner’e ait. Event News olarak,
Meltem Hanım’la keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Meltem Hanım, röportajımıza
sizi ve Hampton by Hilton İzmir Aliağa’yı tanıyarak başlayabilir miyiz? 1980’li yılların sonunda Antalya’da İber Otel
ile başlayan resort otelcilik hayatım, güney sahillerinde Antalya Dedeman, Palmariva
ve Attaleia Tatil Köyleri ve ardından 1995 yılında İstanbul’da Euro Plaza Otel’de
satış sorumlusu şeklinde devam etti. Yerli grup otelleri olarak Kaya, Cevahir,
Senator ve Star Gruplarında şehir ve kongre otelciliğinde satış pazarlama yöneticilikleri
yaptım. İstanbul’da tarihi yarım adada iki otelde ise otel müdürlüğü deneyimi
de yaşadım. Son 7 yıldaki çalışmalarım ise otellerin içinde bulunduğu destinasyonların
katma değerleri ile segment ve pazarlarını geliştirerek daha verimli gelir elde
etmeleri üzerine oldu.2017 yılında hizmete açılan Hilton
zincirine bağlı otelimiz, bölgemizin ilk ve tek uluslararası marka otelidir.
Sanayi bölgesinde olmasına rağmen doğanın içinde bir tesis olduğumuzu özellikle
belirtmek isterim. Otelimizin hemen önünde, odanızdan flamingoları her mevsim
görebileceğiniz Kuş Cenneti ve 100 metre mesafede ise kumsal kıyı şeridi
bulunuyor. Hilton zincirinin Hampton markası çizgisiyle, gerçekten evinizden uzak
eviniz gibi hissettiren yeni nesil konseptle hizmet sunuyoruz. Hampton by Hilton İzmir Aliağa,
bulunduğu lokasyonun en önemli tesislerinden biri. Sanayi bölgesine yakınlığı,
toplantı alanında da talep görülmesine neden oluyor. Hizmetlerinizden söz eder
misiniz?Hampton by Hilton markasının yeni nesil otelcilik anlayışını otelimizde her hali ile yansıtıyoruz. Başta konaklayanlar olmak üzere lobideki WorkZone’da hem business center hizmeti veriyoruz, hem de günlük toplantı ve görüşmelerin yapabilmesine olanak tanıyoruz. Bu alanda gerçekten rahat ve keyifle küçük toplantılar yapılabiliyor. Lobideki masaların çoğunda bulunan prizler yine sosyal alanda çalışmaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Ayrıca ikisi gün ışığı alan ve ikisi kapalı toplam 4 salonumuzda 380 kişiye kadar farklı büyüklükte ve düzende toplantı ve etkinlikleri başarıyla gerçekleştirebiliyoruz. Deniz ve göl manzaralı 3 ayrı terasımızda out-door etkinlikler, kişisel ve bedensel eğitim programları için de kullanılabiliyor. Otelimizin dışında göl kenarı ve sahil şeridinde alternatif out-door aktiviteler için kullanım alanları sağlayabiliyoruz. Bölgemizde bu tarz çalışmaları yapabilecek tek zincir oteliz ve her türlü etkinlikte öncü olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Hampton by Hilton Aliağa’da
kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?Aliağa Sanayi bölgesinde ağırlıkla kurumsallara
hizmet veriyoruz ve toplam personel sayımız normal şartlarda 50 kişi kadardır. Covid-19
salgını nedeniyle personelimizin sağlığını da düşünmek durumunda olduğumuz için
minimum sayıda istihdam etmekteyiz. Ancak turizm normale döndüğü zaman hafta
içi kurumsal misafirlere ilaveten başta hafta sonları olmak üzere gruplar almak
istiyoruz. Böylece doğayı hissederek konforlu ortamı deneyimlemek isteyen
misafirlerimiz geldiğinde istihdam edilecek personel sayısı 50 kişinin de üzerine
çıkacaktır.Misafir profilinizden söz eder
misiniz?Salgın öncesindeki misafir profilinden söz edeyim. Gelen
misafirlerimiz Aliağa bölgesindeki şirketler ile bağlantılı teknik, denetçi ve
danışman firmaların üst düzey yetkilileridir. Kurumsal münferit
misafirlerimizin yüzde 70’e yakını yurt dışından gelen yabancı misafirlerdir.
Grup konaklamalarında dört segment bulunuyor. Bunlar toplantı, spor takımları,
incoming ve muhtelif yerli gruplardır. Anadolu turlarının rotasında ve
Bergama’ya yakın konumda olduğumuzdan Uzakdoğu pazarından grup konaklamaları
alıyor idik. Konaklamalar haricinde günübirlik workshop ve düzenlediğimiz
etkinliklere Aliağa, Bergama ve Menemen gibi yakın çevremizden yerel halkımız
aileleri ve arkadaş grupları ile gelerek katılım gösteriyorlar. Sektörde hizmet veren
lokomotiflerin başında acenteler gelmekte. Acentelerin en büyük şikayeti ise
otellerin, acente dışı da hizmet veriyor olması. Siz herhangi bir projeyle
ilgili olarak bir turizm ve seyahat acentesi olmadan, hizmet sağlamayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?Oteller ve acenteler birbirlerinden beslenen yapılardır.
Öncelikle bunu kabul ediyoruz. Bazı projelerde ilgililer acente olmadan otellerden
talepte bulunabiliyorlar. Bu durumlarda tabi ki taleplere doğrudan teklif
verilmektedir. Ancak fiyat teklifi verirken acentelerimizi de düşünülerek fiyat
verilmelidir. Otelciler şirketlere fiyat verirken acente indirimini
düşmemelidir. Maalesef kendi emeklerine değer vermedikleri gibi, para da
kaybediyorlar. Arada acente olduğu zaman şüphesiz daha uygun şartlar sağlanarak
fiyat teklifi verilmelidir.Sektörde ki en önemli beş
sorun nedir diye sorsak, neleri sıralarsınız? Çözüm yollarınız nelerdir?
- Turizmin her bir dalında yetkin kişilerden
oluşan tarafsız bir komisyon eşliğinde denetlenebilir, şeffaf ve farklı
pazarlara ve segmentlere göre çalışmalar yapılmalıdır. Böylece turizm sadece
incoming veya sadece ingoing yönleri değil, diğer segmentlerde gerektiği gibi
büyür ve beslenir. - İkinci olarak, yeni tesis açılması konusunda doğru
uygulamalar hayata geçirilebilir. Böylece hemen her yerde oteller, süiteler,
motel ve gereğinden fazla sayıda denetimsiz konaklama yerleri açılması
engellenir. - Üçüncü olarak, tesis belgelendirmelerinde
standartların, uluslararası standartlara uygun olmasıdır. İnternet üzerinde
veya kataloglarda verilen yıldızların, otel kapısında asılı yıldızlamadan
farklı olması engellenebilir. - Dördüncü olarak kalifiye ve yetişmiş eleman bulunması
oldukça zorlaşmıştır. Turizm okullarından mezun olan gençlerin sayısı ile
açılan tesislerde istihdam edilecek personel sayısı orantılı değildir. - Son olarak kalifiye eleman yeterli olmadığı için
yetersiz deneyimle istihdam edilen personelin idari kadrolarda yer bulmasıdır.
Müşteri, personel ve işveren memnuniyeti için işin uzmanlarından destek
alınmasını öneriyorum. Markalarda bu hassasiyeti görebilmekteyiz.
fotoğraflarda yer aldığı şekliyle kaliteli hizmetler sağlayamıyor. Bu durumu
nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre konaklama alanında ki kalite nasıl
olmalı? Bunun ölçüsü size göre nedir?Misafirler açısından tüketici tavsiye kanallarını
iyice incelemeden otelini online üzerinden satın alan ve seyahat acentesi
kullanmadan rezervasyon yapan kişiler bu sorun ile karşılaşabilirler. Markaların
çoğu standartların uygulanması açısından daha güvenilirdir. Bu nedenle böyle
riskler azdır. Uluslararası markalarda bu daha da ön plana çıkar. Zira dünyanın
farklı yerlerinde hizmet standartları benzer şekilde uygulanır. Hem markanın
kendi tarafından hem de bağımsız olarak denetlenirler. Kalite markalaşmak ile
doğru orantıdır. Marka veya değil, işletmeler denetlemeler ve sertifikasyonlar
ile kaliteyi ölçümleyebilirler. Denetlenmeyen
tesisler fotoğraflarında gerçeği yansıtmayabilirler. Türkiye’de ki otelleri altyapı
olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce özellikle MICE misafiri ağırlamak için
envanterde bulunan oteller yeterli donanıma sahip mi? Nasıl olmalı?Türkiye’de otellerin büyük çoğunluğu alt yapı olarak
oldukça iyi. Farklı bölgelerimizde gelişmiş MICE olanakları sunan çok sayıda
tesisler var ve her biri bu segmentten pay alabilmek için iyi
projelendirilmiştir. Her yeni tesis, proje aşamasında iken teknolojik
gelişmeler, trendler ve yerli / yabancı rakipler gözetilerek hazırlanıyor. MICE
destinasyonu olarak seçilen bölgelerde tüm paydaşların etkinlikten faydalanması
hedeflenmelidir. Böylece daha etkin pazarlama yapılır, daha efektif sonuçlar
alınır ve doğru şekilde istihdamlar sağlanır. Otelcilik, dünyanın hem en
keyifli ve hem de en zor mesleklerinden biri. Her an mutlu gözükmek işin doğası
gereği. Siz iyi bir otel işletmecisini nasıl tarif edersiniz? İnsanları mutlu etmek kolay değil ve bu yüzden en zor mesleklerden biri otelciliktir. Meslek olarak otelciliği seçecek arkadaşlara, başkalarını mutlu etmekten keyif almayı öğretmek çok önemlidir. Bireysel işletmelerin bazılarının şöyle bakış açıları olabiliyor; Bu iş kolaydır büyük bir evi çekip çevirmek gibidir ve konuklar kalırlar odanın parasını öderler ve giderler. İşletmeciler, kendilerini gerçekten misafirlerin yerine koyabilmeli ve onların taleplerine göre çözümler üretebilmelidirler. Zor olan her müşteri profilinin farklı ihtiyaçları olduğunu görebilmek ve kabul etmektir. Müşteri ve personel memnuniyeti odaklı çalışmalar yapan işletmeciler her zaman başarılı olurlar. Misafir memnuniyeti ve
ölçüsünü nasıl tanımlarsınız? Size göre her misafir konakladığı otelden memnun
ayrılabilir mi? Neden?Konaklayan misafirlerin tekrar geleceği ve
başkalarına tavsiye edeceği her zaman hatırlanmalıdır. Sosyal medya, tüketici
tavsiye kanalları ve ilaveten marka otel ise markanın kendi anket puanlaması ile birlikte yapılan ölçümlemeler
doğru sonuçlar verir. Olması gereken misafirlerin memnun ayrılmasını
sağlamaktır ki normal şartlarda yapılabilirdir. Misafir ilişkileri departmanı olan
ve olmayan tüm otellerde misafirin çıkışından önce bu durum kontrol altına
alınabilmelidir. Samimi geri bildirim için otelde ilgili personel ve
yöneticilerin inisiyatif kullanımı gerektiği gibi olduğunda memnuniyet verici
sonuçlar alınır.Otellerin tercih noktalarından
biri de gastronomi alanına yaptıkları yatırım. İyi şefler tarafından hazırlanan
menülerin zenginliği ve lezzeti. Hampton by Hilton Aliağa’nın mutfağından söz
eder misiniz?Bölgede bu konuda büyük eksiklik olduğudan,
önümüzdeki günlere hazırlık olarak ünlü şeflerden destek aldık. Salgın
önlemleri bittiği zaman hayata geçecek projelerimiz arasında gurme
workshopları, tadım workshopları,
yöresel tatlar ve yöresel şefler gibi programlarımız var.Dünya Aralık ayından bu yana
ciddi bir salgın hastalık kıskacına girmiş durumda ve en çok etkilenen
sektörlerin başında turizm geliyor. Siz bu süreci nasıl atlatıyorsunuz?Aliağa’da başta çalıştığımız
şirketlere gelmek zorunda olan iş insanlarının sağlık açısından güvenle
konaklamaları için otelimizi açık tuttuğumuzu belirtmeliyim. İlk etapta uluslararası zincirine bağlı
olmanın avantajı ile ülke çapında henüz önlemler alınmaya başlamadan, Hilton
merkez tarafından bizlere bilgi akışı sağlandı ve bir çok kuruluştan çok daha
önce sağlık ve hijyen önlemlerimizi alarak uygulamaya geçirdik. Özellikle belirtmek isterim ki otelimizin
iklimlendirme sistemi en gelişmiş teknoloji olup her bir oda diğerinden
bağımsız ve her bir ünite diğerlerinden ayrı olarak havalandırılmaktadır.
Ayrıca ozon makinesi ile odalar misafir girişi öncesinde tazelenmektedir.
Gerek misafirler gerekse personelimiz için WHO (Dünya Sağlık Örgütü)
referansları ile uluslararası Hilton standartlarında hijyen sağlıyor ve yerel
yönetimlerin desteği ile kısıtlı da olsa hizmet vermeye devam ediyoruz.Pandemi olarak ilan edilen
covid-19 salgını, sektörde pek çok işletmenin kapanmasına, kapatmayanların ise
ciddi bir personel çıkarımına neden oldu. Sizde durum nasıl? Tahmin edileceği üzere seyahat sınırlamalarının da
getirilmesi ile çok az sayıda iş insanı konaklaması devam etmektedir. Hijyen ve
sağlık şartları gözeterek yasal çerçevede genel kullanım alanları kapatıldığı
için sınırlı sayıda personel ile çalışmaya devam ediyoruz. Halen çalışan
sınırlı sayıdaki personelimizin de gidiş gelişlerinde sağlık sorunu yaşamasını
engellemek adına standart otel odalarında konaklatıyoruz. Diğer personelimiz ise yıllık izinlerini
kullanmaktadırlar. Rezervasyon aldığımız sürece açık olmaya devam edeceğiz.Pek çok işletme sahibi,
otellerin üst düzey yöneticisi ve aynı zamanda binlerce acente, salgın
sürecinde kendilerinin yalnız bırakıldığını belirtiyorlar. Siz yalnız
bırakıldığınızı düşünüyor musunuz? Sizce bu süreçte devletin ne tür imkanlar ya
da olanaklar sunuyor olması gerekir.Dünya çapında yapılan istatistiksel çalışmaların
sonuçları gösteriyor ki bu salgından olumsuz yönde etkilenerek en çok zarara
uğrayan sektör turizmdir. Türkiye’de turizm sektöründe 50 den fazla paydaşın
ilgilileri devletin destek amaçlı kararlarının yetersiz olduğunda hem fikir
olup muhtelif platformlar üzerinden ilgili mercilere ve bakanlıklara seslerini
duyurmaya çalışmaktadır. Yurtdışı bağlantılı olan paydaşlar, gelişmiş ülke
devletlerince turizm sektörüne yapılan yardımları takip ediyorlar ve ülkemizde bacasız
sanayiye yapılan yardımların ne derece yetersiz olduğunu üzülerek bildiriyorlar.
Otelci olarak benim dile getirebileceğim şu olabilir: Devletimizin bu süreçte açık
ve kapalı tüm tesislerin ciroları oranında zararlarını karşılayabilecek maddi
destek vermesi ve sabit giderlerinde erteleme yerine devlet tarafından
karşılanmasını yönündedir.2020 yılında turizm sektörünü
neler bekliyor? Bu yıldan beklentileriniz nelerdir?Turizm sektöründeki yerli ve
yabancı basın ile online seminerlerdeki otoritelerin ortak öngörüleri iyimser
yaklaşım ile 2020 yılında turizm beklentisi her ülkenin kendi içinde olacağı
yönündedir ve doğrudur. Türkiye’de halkın büyük çoğunluğunun yaşı gençtir ve
sosyal yapıdadır. Salgının inişe geçmesinden itibaren yakın çevrelere bireysel
seyahatler başlayabilir. Hareketliliğin Ramazan ayından sonra bayram ile artması
olasıdır. Uzun zaman evlerde kapalı kalmanın ve ısınan havaların etkisi ile iç
turizm hareketlenebilir. Dikkat edilmesi gereken ise bu durumda salgının 2.defa
tırmanmasını engellemektir. Ülke genelinde incoming segmentinde ki olası
pazarlar Ortadoğu, Doğu Avrupa, Rus ve BDT Ülkeleri ile sınırlı kalacak gibi. 2020’de bizimle ilgili olarak
şunları dile getirmek isterim. Otelimizde ağırlıkla kurumsal konaklamalar
alıyoruz. Bu yıl ki hedefimizde kurumsallardan ayrı olarak yakın çevreden misafirleri
temiz havaya ve doğaya davet etmek var. Evlerinden çıkıp bize gelecek misafirlerimize
hijyenik ortamda, güvenle, rahat hissettiren konforla Hampton konseptinde
dinlenme olanağı sunmak için sabırsızlanıyoruz. Hafta sonu özel konsept
paketleri kapsamında farklı ve ayrıcalıklı etkinlikleri hayata geçirmek
arayışında olan acente ve kurumsallara alternatif fırsatlar sunacağız.
Beklentilerimiz bu ve daha nicelerini hayata geçirmek.Son olarak ilave etmek
istediğiniz konular var mıdır?Covid-19 nedeniyle yaşananlar, turizmde taleplerin ve
dolayısı ile arzların değişmesine yön verecektir. Yeni nesil turizm anlayışının
ilk adımları yakında atılmaya başlayacaktır. Yeni nesil konseptimiz ile bu
akımın öncülerinden biri olmak için çalışmalarımız devam ediyor. Otelciler
olarak hijyenik, güvenli ve konforlu konaklamalar sağlamakla yükümlüyüz.
Sabırla bu zor günlerin geçmesini bekleyeceğiz. Sağlıklı olmak ve keyifle
seyahat edebilmek için şimdi #EVDEKAL