Bu soruya akılcı bir yaklaşımla “evet” yanıtı vermek mümkün değil! Ama konuyu genellemeden çıkarıp daha farklı bir perspektifle detayları ele alacak olursak yanıt değişecektir. Bunun en çarpıcı göstergesi ise değişen yönetim ve liderlik anlayışıdır...
Ekonomi dinamiklerinin bazen olumlu çoğunlukla da olumsuz anlamda değiştiği bir dönemdeyiz. Bu değişik akla gelen gelmeyen her alanı etkiliyor. İzler bırakıyor. Bu izleri iyi görmek, takip edilip edilmeyeceklerine sağlam temellere oturan kararlar ile takip etmek gerekiyor. Bu da son derece zor bir çalışma yaşamı ve iş dünyası anlamına geliyor.
Sektör dinamikleri, müşteri tercih ve öncelikleri, bütçeler, yenilikçi çözümler derken sayısız değişken de havada uçuşuyor. Mesele gelip insan kaynağına dayanıyor. Nitelikli eleman her zaman sorun olan bir ülkede başarılı yönetici bulmak da samanlıkta iğne aramaktan farksız oluyor haliyle. Peki ya bu sancısı bol, değişkeni çok dönemde lider bulmak da deveye hendek atlatmaktan farksız oluyor.
Hizmet sektörünü, özellikle etkinlik yönetimi ve ilişki iş kollarında ileri götürecek liderleri aramak için yola çıkmadan ilerleme ve kulağa ters geliyor olsa da gerileme dinamiklerine yakından bakmak gerekiyor. Her yöneticinin gönlünde bir “ilerleme” yatıyor ama ne yazık ki değil planlara ve programlara, en basit hesaplara ve ön görülere “gerileme” olasılığı dahil edilmiyor. Oysa, değişkenlerin çokluğunun “belirsizlik” ya da “istikrarsızlık” seviyesine getirdiği dönemlerde bu “gerileme” analizleri hayati önem taşıyor.
Bunu aşmanın yolu var mı?
Çözüm var elbette...
“Çaresiz” olduğunu düşünenlere “çare siz’siniz” hatırlatmasını yapmak gerekecek. Bunun da somut göstergesi konvansiyonel yöneticilerin yerlerini liderlerin alması ya da en azından almaya başlaması bu yoldaki ilk ve en önemli adım.
Liderlik babadan oğula geçen bir durum değil! Varlıklardan ziyade vizyok ile ilgili bir durum. Gücünü “dur bi’bakalım” yaklaşımından değil, stratejik düşünmekten alıyor. Uzun vade, en azından orta vade planlarının yapılmasını gerektiriyor. Bu aşamada hedeflere ulaştıracak bir yol haritası ile bu haritadaki rota üzerine kilometre taşlarının yerleştirilmesinin önemi ortaya çıkıyor.
Liderlik ile kardeş olan “vizyon” da tam olarak burada devreye giriyor. Vizyon da tıpkı liderlik gibi işin iş kısmı ile yetinmiyor, insan kaynakları ile yakın temas içinde olmayı seçiyor. Buradaki süreç de empati ile başlıyor, iletişim ile güçleniyor, takım çalışmaları ile pekişiyor, ilham vererek devam ediyor, motivasyon ile zirveye çıkıyor ve kurumsal varlığın el birliği ile güçlendirilmesi ile taçlanıyor.
Dönüşümcü lider olmak şart!
Buraya kadar sayılanlar arasında bilinmeyen yok. Özetle helva yapmak için un, su, ieker her şey var. Ne yok? O helvayı yapacak bir mutfak erbebi, yani bir lider yok...
Bu lider nasıl bulunacak? Gökten inmeyeceği kesin! Bu sebeple çevreye daha dikkatle bakılacak. Potansiyeli olanlar bir değil birkaç kez değerlendirilecek. Bu noktada “potansiyel değerleme” fevkalade önem kazanıyor.
- Teknolojik gelişmelere yakınlık ve/veya yatkınlık,
- Müşteri memnuniyetini önemsemek,
- Çalışanların motivasyonu ve katılımı konularında yapıcı olmak,
- Esneklik ve değişlen koşullara adaptasyon yeteneği,
- İnovatif düşünce ve yaratıcılığın önceliği.
Bu özellikler aradığınız lidere işaret eden ipuçları. Kolaylıkla görüleceği gibi “çare siz” olmanız için eski model; bir odada tek başına oturan, her şey ayağıma gelsin diye bekleyen, okumayan ve dinlemeyen, hep söyledikleri olsun isteyen yöneticilerden uzaklaşmak ön şart...
- Yeni teknolojileri ve iş modellerini benimsemek,
- Değişim sürecini etkin bir şekilde yönetmek,
- Çalışanların değişime uyum sağlamalarına destek olmak,
- İşletmenin sürekli olarak kendini yenilemesini sağlamak,
- Müşteri beklentilerine hızlı bir şekilde yanıt vermek,
- Etik değerlere sahip çıkmak,
- Toplumsal sorumluluk bilincini geliştirmek
gibi özellikler de aranan liderden beklenen ya da liderin sağlayacağı yararlar olarak sıralanabilir.
Özetle; liderlik, çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Vizyon ve strateji, iletişim ve empati, takım çalışması ve iş birliği, sürekli gelişim ve eğitim, müşteri odaklılık, yenilikçilik ve adaptasyon, etik ve sorumluluk gibi unsurlar, başarılı bir liderliğin temel taşlarıdır. Bu unsurları benimseyen yöneticiler, sadece işletmenin başarısını değil, aynı zamanda çalışanların ve müşterilerin memnuniyetini de sağlar. İnsan odaklı bir yaklaşım gerektiren bu liderlik tarzı, işletmenin sürdürülebilirliğini ve rekabet gücünü artırır.