Akıl almaz bir hızla değişen dünyamızda, özellikle de dijitalleşme sebebi ile bildiklerimiz bilmediklerimizin hiç bu kadar gerisinde kalmamıştı. Son 10 yılda yaşanan değişim ve dönüşüm “geçmişin yetkinleri yerlerini geleceğin acizlerine mi bırakıyor” sorusunu akla getirse de öyle bir kesim var ki, “anı yakalamak” şöyle dursun geleceği inşa etmek için uğraşıyor.
Bugün iş yaşamınızda Gen Z ile barışık değilseniz işiniz zor! Web3, blockchain, DeFi, NFT ekosistemi, DOA, Bitcoin Cash, phygital, BSC Network gibi kavramlar dağarcığınızda yoksa yeni müşteriler arasındaki engelleri aşmanız gerçekten de “imkansız” olacak…
Hakan Türkkuşu
Dikkat ederseniz yukarıda sıraladığım kavramlar arasında metaverse, ethereum veya kripto para gibi artık dile pelesenk olmuş bir dizi kavrama yer vermedim. Bunlar dünde kaldı, herkes ne olduklarını gayet iyi biliyor! Veyahut bildiğini sanıyor…
Ne oldukları bilenler de kimse kusura bakmasın, bir avuç insan. Bu gruptakilerin hiçbiri günlerini diğer insanları ve/veya olayları konuşarak tüketen türden değil. Onlar fikirleri tartışan ve geliştirenler. Kısaca “geleceğin mimarları” veya “teknoloji ustaları” da diyebiliriz.
Bu ustaların ve mimarların inşa ettiği ve edeceği dünyanın neresindesiniz? Günümüzün ve geleceğin tüketicileri aynı dünyanın neresinde? Dünün dünyası ile bugünün dünyası arasında muazzam bir fark var, tıpkı bugünün dünyası ile yarının dünyası arasında olacağı gibi…
Web1 ile başlayan süreçte önce “kolay bilgi edinme” dünyasını tanıdık. Klavyenin tuşlarına basıp aradığımız her türlü bilgiye ulaştık. Bu dünya, genel olarak toplumların ayak uydurma çabası sürerken çok kısa sürede “taş devri” oldu. Yerini Web2 aldı. Web2, bilgi paylaşımı ve üretimini kolaylaştırarak, paradigmayı değiştirdi. Tüketim odaklı ve görece statik bireyler ve toplumların yerini dinamik bireyler ve toplumlar aldı. Bu değişimin getirdiği aktif dünyada pek çok kişi ve toplumun büyük kısmı geride kaldı. Yenilenen dünyada kendine yer bulamaz hale geldi. Bu dünyada online sınavlar vardı, ses ve yazı için çeviri çözümleri vardı, sunum araçları vardı, 3D yani üç boyutluluk vardı, anket araçları vardı, web siteleri için sayısız app’ler vardı, barkod’lar ve QR kodlar vardı, e-kitap ve print-on-demand türünden pek çok sürdürülebilirlik destekçisi yeni araçlar mevcuttu.
Bugün bile toplumun yeterince anlamadığı bu Web2 dünyası da yerini hızla Web3’e bıraktı. Web2’deki bildik paranın yerini Web3’te kripto para birimleri aldı. Satın alınan ve bir tür yatırım aracı olarak kabul edilen şeylerin yerine NFT’ler geçti. Sosyal medya meselesini “tam çözdük” derken onun tahtına da metaverse oturuverdi. İrili ufaklı şirketlerin varlıklarını sürdürmenin yollarını aradığı Web2 dünyası da bir anda kontrolün teknoloji devlerinin eline geçtiği, çok farklı bir dünyaya evriliverdi. “Evrildi” demek yetersiz hatta yanlış kaçacak, “evrim süreci başladı” demek çok daha doğru bir ifade olacak…
Günümüzde daha şimdiden ne alırsanız alın işin içinde Amazon’dan bir iz var, ne öğrenmek isterseniz isteyin Youtube videoları ile karşınıza dikilecek, ne izlerseniz izleyin altından Netflix çıkacak, her ne paylaşacaksanız illaki Metaverse eski adı ile Facebook ile karşılaşacaksınız. Bireylere ait bilgiler teknoloji devlerinin elinde, sınırları kestirilemez veri depolarında. Aradıklarınızı neredeyse aklınızdan geçenleri algoritmalar yardımı ile ekranlarınıza getirerek kendi bilgilerinizi yeniden size pazarlayanlar da onlar ve haliyle kazancın aslan payı da onların. Unutmamak lazım ki bu daha başlangıç, Web3 gelişimini sürdürüyor ve önümüze neleri çıkaracağını bilmek de mümkün değil!
Dün dündü, bugün yeni şeyler söylemek lazım…
Web3 diğerleri ile karşılaştırıldığında; bilgi (Web1) akışından etkileşim (Web2) akışına geçip yorumlama akışı ile devam eden bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Kim/ler, neleri analiz edip nereye kadar yorumlarsa kazanan da o veya onlar olacak.
* Kişiselleştirilebilir olması en büyük avantajı, ancak bir o kadar dezavantaj.
* Sahiplik baştan aşağı değişecek, değer-bilgi-veri arasında yepyeni bir döngü oluşacak.
* Konu ne olursa olsun katılımcılık ve reaksiyon göstermek kolaylaşacak.
* Dijital kimlik ve dijital cüzdanlar ile hayat kolaylaşacak olsa da kontrol artacak.
* Hemen herkes elindeki dijital cihazları yenilemek zorunda kalacak.
* Merkeziyetçilikten uzaklaşılacak, bu da devletlerin hiç hoşuna gitmeyecek, belki de gidecek.
Önceki kuşakların mal varlıkları ile elde ettikleri kazançlar bir yana konulacağı, yeni kuşakların varlıklarının olmaması sebebi ile borçlanacaklarını ve yeni araçlara yönelecekleri söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Herkes dijital dünyadan para kazanmaya ağzının suyu akarak bakacak, pek azı bunu başarabilecek. Bu tablo merkezsiz bir dünya ile merkezsiz bir finans modelini de getirecek, hatta getirmeye başladı bile.
Her zaman öğretim görevlisi olmaktan gurur duyduğum Yeditepe Üniversitesi, geçtiğimiz hafta Web3 odaklı bir mini-çalıştay düzenledi. Bu konuda kaynakların yok denecek kadar olmasının paylaşılan deneyimler ile aşılmasına çalışıldı. Bu yazı da seslendirilen bilgilerden alınan ilham ile yazıldı.
Instagram, geleceğin müşterisi için ipucu verdi.
Instagram’ın 2023 Trend Raporu’nun en çarpıcı yanı; Z Kuşağı’nın yaklaşık üçte ikisinin dijital dünyada para kazanmayı tercih ettiğini ortaya koymasıydı. Bu tercih klasik meslekleri ve onlara ilişkin eğitim sektörünü bir anda “out” yapar mı, bilinmez. Sarsacağı kesin…
Influencer olma hayali ve/veya hedefi, geçmişteki futbolcu veya manken olma motiflerini geri bıraktı ya da bırakmak üzere denilebilir. Doğrudur yanlıştır, tartışılır ama “para” ve “şöhret” konularındaki paradigmanın değiştiği ortada.
Kişisel gelişim konusundaki saptama ise tam da Web3 ile gelmesi beklenen gibi; genç bireyler kendilerini finans alanında geliştirmek, daha iyi analiz, daha isabetli yatırım yapma konularında yetkinleştirmek istiyor. Çabuk kazanç giderek cazip hale geliyor. Eğlence anlayışında da hızlı ritme sahip elektronik müzik öne çıkıyor. Hızlı, hızlı daha hızlı olmak isteniyor.
Markaların bu değişen dünyada varlıklarını sürdürmek, tüketicilerini ellerinde tutabilmek için yapmaları gerekenler de A’dan Z’ye değişiyor. Reklamlar değişiyor, değişmek durumunda. PR çalışmaları gözden geçiriliyor, gözden geçirilmek durumunda ve elbette etkinlikler de baştan aşağı yeniden tasarlanıyor, tasarlanmak zorunda.
Mercedes, yakın gelecekte otomobil kaportasını üretmek yerine tüm kaynaklarını yeni yaşam tarzına uygun teknolojiler geliştirmeye yönelteceğini açıkladı.
Bu alanda öncülerden biri de Starbucks. Bildiğimiz kahveyi, “yolculuk” anlamına gelen Odyssey adını verdiği NFT destekli Web3 üzerinde işleyen bir sadakat programı ile daha çok satmayı hedefliyor. Bu program, önceki Starbucks Rewards’ın bir ileri aşaması. “İlki neydi de yenisine geçildi?” diye sorabilirsiniz elbette. Web3’in hikmeti de burada zaten. Eskilerin anlayamayacağı kadar hızlı, bu birrr… Eskiden büyüklerin küçükleri yuttuğu dünyaya bir de hızlıların yavaşları geçtiği eklendi, bu da ikiii…